Zeynep Taşdelen Tenteoğlu Levanten

9:52:00 PM


Bazı eserlerin doğuşu, düşünce öbeklerinin bir araya gelerek birleşmesi ile olur. Bu birleşimi takip eden araştırmaların titizliği de eklenince eserin ana hatları yazarı karşılar. Bunların yanında yazar, kendi kalemini de ortaya koyduğunda okuyucuyu karakterlerin yanına sürükleyen bir eserin ayak sesleri yankılanır. Levanten ise bu eserlerden sadece birisi. 
Yazarın önsözde bahsettiği gibi bir kıvılcımın zihne düşmesi ile eserin minik adımları ortaya çıkıp kendisini gösterdiğinde, bizleri 1856 yılının Osmanlı Devleti'ne götürüyor. 

1856 yılı, Osmanlı Devleti'nin yabancı devletlere tanıdığı kapitülasyonların etkisinin sosyal, ekonomik ve toplumsal açıdan hissedildiği yıllardan birisidir. Bu dönemde yabancı milletlerden özellikle liman kentlerine gelerek ticaret ile uğraşıp zengin olan birçok kişi mevcuttur. Bu halka Levanten denilmektedir, ancak Edward Williams için anlamı çok başkaydı...
Charles Thomas Newton ve ekibiyle İngiliz Müzesi için Bodrum'a kazı yapmak için görevlendirilen askerlerden birisidir Edward. Bu görevin ona sunacağı sürprizlerden habersizdir. 

Bodrum'a giden Gordon gemisi İzmir limanına uğradığında hayatın beklenmedik tesadüfü onu ve Leyla'yı ele geçirmiştir.
İzmir limanında ilk kez gördüğü Müslüman kız, onun Levantlı sevgilisidir. İsmini bilmeden ilk görüşte aşık olduğu bu kız, Müslüman olduğu için Levanten olmadığını bilmesine rağmen onun Levanten'idir. 

"Gerçek aşk insanın yüreğine bir kez düştüğünde, gönül onu yeşertip büyütmek için mutlaka bir yol buluyordu."

Leyla, zengin bir Müslüman ailenin güzeller güzeli büyük kızıdır. Aşkın büyüsüne kapılan ve ileride seveceği adam ile evlenmenin hayali kuran genç bir kızdır. Babası ticaret ile uğraşmaktadır ve onun işleri için ailecek İskenderiye'ye giderler. İskenderiye'de onları bekleyen kabustan habersiz...

Ziyad, her zaman paranın her şeyi satın alabileceğini inanır. Yaptığı birçok kötülükten parası ve ünü ile kurulmuştur. İskenderiye'de Leyla'yı gördüğü ilk anda onun kaderi artık Leyla'dır. Takıntılı bir şekilde Leyla'ya aşık olur, onu ve ailesine takip ederek bilgi edinir. Leyla'yı istemesi annesini gönderir ancak Ziyad'ın yaptıkları aile tarafından öğrenildiğinde, Leyla ve ailesi evlilik gerçekleşmeden İzmir'e geri dönerler. Ziyad da kaderinin peşinden İzmir'e... 

Ziyad'ın intikam planları tıpkı bir deprem gibi aileyi paramparça ettiğinde, bu parçaların arasından ışıldayan Leyla ve Edward'ın büyülü aşkına tanık olup aynı zamanda o dönemin tarihine de yolculuk ediyoruz.

Bu esere sadece aşk hikayesi olarak değil, ayrıca tarihi bilgileri içeren bir roman olarak okumalısınız. Yazar, yaptığı araştırmaları romanının içerisine ustalıkla serpiştirmiştir. Aynı zamanda 1856 yılındaki Bodrum'daki tarihi eserlerin British Museum'da sergilenme aşamasını yarattığı karakterler ve tarihi karakterler ile harmanlaması çok hoşuma gitti. Eserde araştırmaları sonucunda yazdığı cümleleri dipnotlar ile belirtmesi tarihi bir bütünlük sağlamış bana göre.

Eğer bu türde eserler okumaktan hoşlanıyorsanız bu kitabı mutlaka incelemelisiniz.

You Might Also Like

0 comments