Yiğit Kulabaş Bensiz Ayna
5:47:00 PMKendi silüetinizi bir aynada göremezseniz ne yapardınız? Ayna, her nesneyi gösteriyor ancak Artemis kendini aynada göremiyor. Başka aynalarda vardı silüeti. Fakat bu aynada yoktu. Bunun nedeni ne?
Artemis bu duruma katlanamaz ve aynayı satışa çıkarır. İşte roman böyle başlıyor. Düşündüğümüzde bizi ekileyen veya sarsan bir olay karşısında kaçmayı mı yoksa o olayın üzerine gitmeyi mi tercih edersiniz? İşte bu soruyu sorduruyor roman.
Artemis aynayı sattıktan sonra kendi silüetini aynada gördüğünde artık satmaktan vazgeçer ve bu karar ile beklenmedik bir yolculuğa çıkar.
Fantastik bir yolculuk gibi görünse de aslında Artemis'in kendini tanımasına doğru ilerleyecek bu yolculuk.
Kitabın arka kapak yazısında "sıra dışı bir büyülü gerçeklik romanı" yazıyor. Gerçeğin ve mantık sınırlarının ötesine geçilmesini bir arada kullanılması ile oluşan bu teknik, yazarın akıcı kalemi ile birleşerek ortaya enfes bir şölen karşılıyor bizi. Kitabı okurken, acaba sonunda ne olacak?, diye düşünerek sayfaları çevirdim.
Eseri beğenmemim bir nedeni de yaşam akıp giderken yaşadığımız olayların, karşılaştığımız veya bildiğimiz kişilerin bizi biz yapan unsurları etkilediğini fark etmemizi sağlıyor. Sizin iç dünyanıza doğru yapacağınız yolculuğu, Artemis'in yolculuğu ile harmanlayarak fısıldıyor: Baktığın her şeyi aslında görüyor musun?
Görmek ve bakmak arasındaki o ince farkı bana göre çok iyi anlatmış yazar. Kalemi ve zekası sayesinde -Bana göre büyülü gerçeklik türünde yazmak zordur.- kitabın büyüsüne kapılarak kendinizi bu fantastik olayların içinde buluyorsunuz.
Kitapta ayna figürünün seçilmesini çok beğendim. Ayna bize ne gösterir? Kendimizi mi yoksa olmak istediğimiz veya bizi oldurmaya çalıştıkları kişiyi mi?
Kitabın içinde yer alan eleştirileri konuya bağdaştırarak yapmasını sevdim ben. Ayrıca kitabın içinde bulunan illüstrasyonları da Ethem Onur Bilgiç yapmıştır.
Eğer sizi düşündüren, etkileyen kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız bu kitaba mutlaka bakmalısınız.
"Canlılar umutları olduğu sürece mücadele ediyorlardı. Bu sayede güçlerine güç katıyorlardı."
"Kendini görebilen her şeyi görebilir."
"Kendin gibi ol diyeceğim ona. Benzersizsin sen, benzersiz kal..."
"Hayatından acaba ve keşke kelimelerini çıkart."
"Kök sebebini bulmadan aşamıyordu insan dertlerini."
"Soru sormayınca da yön veremiyordu hayata, geleceğe."
"Kimse kimsenin sahibi olamaz. Herkesin kendine ait özel dünyası vardı."
"İnsan görmeyi öğrenir. Bu nedenle aynı nesneye, aynı olaya, aynı noktadan bakmamıza rağmen tamamen farklı şekilde görebilir, algılayabiliriz."
6 comments
İlk cümleyi okuyunca herhalde vampir olduğumu düşünürüm diye cevapladım içimden :) ilginç bir konusu varmış yazarı da daha önce duymamıştım sanırım hiç merak ettim :)
ReplyDeleteBen severek okumuştum bu kitabı :) umarın sen de severek okursun :)
Deleteİlginç bir konuymuş okuyabilirim bu kitabı😊
ReplyDeleteUmarım severek okursun :)
DeleteYiğit Kulabaş'la lise yıllarımda Zamanya'yı okuyarak tanışmıştım. Düşsel anlatımını, kalemini çok beğenmiştim. Bu kitabını görmemiştim. Konusu da şahaneymiş. ^_^ Teşekkürler yorumunuz için.
ReplyDeleteZamanya kitabına da bakayım o zaman :) teşekkür ederim önerin için :)
Delete