Gülseren Budayıcıoğlu Kral Kaybederse
10:38:00 PMEtkilendim.
Kitabın yorumuna girmeden önce bu kelimeyi yazmalıydım. Çünkü yeni bitirdiğim bu kitap benim için tek kelimeyle bu şekilde özetlenebilir. Kitabı dinleyerek okumak istedim. Sanki dinlersem etkisi daha yüksek olacakmış gibi geldi. Tabi işlenen konunun etkisini yadsıyamam. İlmek ilmek işledi yüreğime. Kitaba başlarken ne düşünüyordum, bitirdiğimde ise bambaşka şeyler...
Öncelikle şunu söylemem lazım: Kitaptan edebi bir anlatım beklemeyin. Süslü, ağdalı, kelime oyunları yok. Bu durumu bilerek okumalısınız kitabı. Kitabın beni etkilemesinin en önemli sebebi dinlediğim onca olayın gerçekten yaşanmış olması.
Bazen "Bunları biliyorsun, neden yapıyorsun?" diye sorular kafamızda dolaşır. Ya kendimize ya da başkalarına sorarız. Özellikle de başkalarının hayatını bilmeden -bildiğimiz kadarıyla- sorgularız. Yargılarız. Bu durumun işimize geldiği anlar da olur. Ancak unuttuğumuz bir şey varsa o; yargıladığımız, sorguladığımız kişinin yaşadıkları. Kendi de bilmesine rağmen bunu neden yaptığını anlayamaz. Bazen de anlamak istemez. İşte burada Gülseren Budayıcıoğlu'nun "kader", "motif" dediği o konu giriyor. Geçmişte öğrenilen ya da bizlere öğretilen onca şeyin hayatımıza olan etkisini anlamamızı istiyor.
20 yıl süren yaşanmış bir hikaye okuyacaksınız. Kimi zaman ilahi adaleti düşüneceğiniz, kimi zaman karakterlere üzüleceğiniz, kimi zaman da kendi hayatınızı düşüneceğiniz bir kitap. Zaten kitabın ana amacı kendi hayatınızı sorgulamak. Sorgularken geçmişe doğru gideceğiniz, kendinizi dinleyeceksiniz.
Kenan; çapkın, kadınlar olmadan hayatın nasıl olacağını bilmeyen biri. Yakışıklı, bencil, doyumsuz, kadınların dikkatini çeken, zengin bir iş adamı. Hayatı onun için mükemmel giderken -evde bekleyen karısı Handan, 10 yıldır onunla birlikte olan Fadi ve daha nicesi..- bir anda yaşamı tepe taklak olur. Fadi, onunla evlenmeyeceğini anladığı Kenan'dan ayrılır. Eşi Handan, bazı kararlar alır. Yaşananlar onu Gülseren Hanım'ın kliniğine doğru sürüklerken geçmişin tozlu rafları ile karşılaşır. "Doktorun Günlüğü" ile Kenan, Fadi ve Handan'ın seans konuşmalarına tanık olacaksınız. Bu konuşmalar ile kimi yerde sinirlenecek, kimi yerde ise acıyacaksınız. Belki de en önemlisi hayatın ne olduğunu sorgulayacaksınız. Bazı şeyleri düşünürken bilinç altınızın önemini yeniden keşfedeceksiniz. Özellikle de hayatta bir seçim yaparken..
Kitabın sonunda yaşanılanlar beni çok etkiledi. Aslında kendimizi cezalandıran veya affeden de biziz. Bunu anlamak ve hayatımızı bu şekilde yoluna koymamız gerektiğini bana hatırlattı. Bir de insanları bir anda yargılamamak gerektiğini yüzüme yeniden vurdu.
Eğer bu tarz kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitaba mutlaka bakmalısınız.
"Sevilmeyen insanların gözlerinin ışığı hep biraz sönüktür. Bunu görmek her zaman hüzünlendirir beni. Aç kalmak, susuz kalmak gibi bir şeydir bu..."
"Kaderden medet ummaktan vazgeç. Sen gayret etmezsen o senin için bir şey yapmaz."
"Bu kadar okumasa, her şeyi bu kadar bilmese, bazı şeyleri görmeyiverse belki de daha huzurlu bir hayat yaşayabilirdi ama öyle değildi işte."
10 comments
Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitaplarını okumayı çok istiyorum ama dizileri izlediğim için dizilerin büyüsü kaçar diye korkuyorum. Bu kitapta ilginçmiş. Sanki bir ara bu kitapta netflix dizisi olacak diye çıkmıştı. :)
ReplyDeleteEvet olacak mı emin değilim o konuda ancak kitap beni etkiledi :)
DeleteÇok güzel... 😍
ReplyDeleteÇok teşekkür ederim :)
DeleteBeni derinden etkileyen bir kitaptı. Keşke unutsam da tekrar okusam diyorum 😊
ReplyDeleteBeni de baya etkiledi :)
DeleteKonusu gerçekten ilgi çekici, ve belli ki hayatımıza dokunan bir kitap. Listeme ekleyeceğim. Ellerine sağlık.
ReplyDeleteUmarım severek okursun :)
DeleteDizilerden sonra merak ettiğim kitaplar oldu.Ben de bir ara başlayacağım😊
ReplyDeleteMutlaka bu kitaba bakmanı öneririm :)
Delete