Umay Umay Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli
14:57:00Bu kitabı okuduğumda duyguların yoğunluğunu hissettim. Sevginin çaresizlik ile birleşmesi ile oluşan yazılar (mektuplar) ve şiirlerden oluşan bir kitap.
Şunu hissettim okurken; hapiste olan Atilla için her şeyi yapmaya hazır sadece yazarak kendini anlatmaya çalışan duygular...
“Dışarıyı anlatmamı istiyorsun. Dışarıda da, içeride de bizi acıtan şeyler hep aynı. Aynı betondan, aynı demirden yapılmış evlerimiz. Sadece “daha masumuz” diye sokaklar boyunca dolaşabiliyoruz.Ya da başka beton evlere gidip demir balkonlardan sarkıyoruz. Sarkıyoruz ama düşmüyoruz. Bize balkonlardan sadece rüyalarda düşüldüğü öğretildi.”
Masumların dışarda kol gezdiği bir Dünya olduğunu düşünüyor musunuz ? Dışarısı içeriden daha masum mu yoksa masumluk sadece isim olarak mı hayatta kalmaya devam ediyor?
Okuduğumuz onca haber, izlediğimiz onca olaylar masumluğun eriyip yok olduğunun çağrısı. Peki masumluk nerede?
Bu hayatta güzel olmak suçken masumluğun ayak sesi dışarıda uzaklaşıp kendini kaybettirmeye çalışıyor. Peki içeride olanlar neden içerdeler? Güzel oldukları için mi? Çocuk oldukları için mi?
““Dışarıda birileri ölüyor” dedi arkadaşım
“Hayır sadece kar yağıyor” dedim
Bana bu iyi bir nedenmiş gibi geldi
Çünkü gidenler her zaman bir fotoğraf bırakıyor
Nefes alan gökyüzünün ortasındalar
Şarkının en güzel yerinde kopan bir tel gibi
Bir çığlıktan başka bir şey değil arkalarında uzanan
Öylece bırakılıyorlar dışarıya
Kimsenin elini uzatamadığı
kimsenin sözünün aşk olmadığı yerde duruyorlar”
“İçeride birileri ölüyor” dedi arkadaşım
O kadar yakınlar ki soğuk vedaya
artık işe yaramayacak hiçbir merhaba,,
Sıra kimde
bugün ölümü kim devralacak ?
Çaresiz öfkeler birikiyor bacaya
Hep üşüyebiliriz
Acılarımızı yakıp ısınarak mutlu kalabilir miyiz ?
Belki yazdıklarımı yakarım
Veya duvarlarıma asarım
hiç korkmamayı denerim"
Duyguların havada uçuştuğu melankolik şiirler ve yazılar okuyacaksınız.
Sokakların ayak sesleri hapishaneye doğru bir yolculuk yapmak istiyor. Kim engelleyecek bu yolculuğu? Kim geri getirecek Atilla'ya çocukluğunu?
Okurken sizi etkileyecek yazılar okuyacaksınız. Duyguların işlenerek kaleme dökülerek oluşan bu kitaba bakmanızı öneririm. Bu yazıları okurken vicdanınızın sesini dinlemenizi istiyorum. Dinlerken de o vicdanın size yol göstermesine izin verin.
"Ne zor, yazarak anlatmaya çalışmak sustuklarını. Demek takvim yapraklarıyla saçlarını keseceklermiş. Bir gün, ateşin onları iyileştirdiğini unutarak ellerini de yakacaklar. İyi ki unutacaklar, en iyi bunu becerirler. Hep unuturlar ve bu yüzden hiç utanmazlar. Şiir yok demiştim. Ama benim için haykırmak istediğim bir şiirsin. Yazamadığım, koklayamadığım, yetişemediğim bir şiir. Her aşka bir kırmızı ruj düşer. Hapishaneye, duvarlara, kalemlere, iç çekişlere, sana, bana, onlara... Atilla, orada mısın. Atilla, orada mısın..”
“Dargınlığımız birer birer kaybettiğimiz inançlarımızdan değil mi...”
“Şiddet bu ülkede inanıldığı gibi sorunları hemencecik halleden sihirli bir değnek değil. Silahlar ve bombalar masallardaki adaletli kralı ya da aşktan ölümlü kraliçeyi yaratmıyor. Şiddet ceza vermiyor. Şiddet öldürüyor. Toplumun “ölüseviciliğini” destekleyen, körükleyen bir süreç yaşıyoruz. Bir kez daha şairlerin kalemi kırılmıştır. Bir kez daha cezaevlerinin insanların diri diri yakıldığı, gömüldüğü ya da yaşayan ölü haline getirildiği yerler olduğu ispatlanmıştır. Bir kez daha birbirimize sarılamayacağımız mesafeler, duvarlar örülmüştür.”
8 yorum
Tanıtım için teşekkürler😊
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :)
SilDetaylı inceleme için teşekkürler :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :)
SilEllerine sağlık, yine güzel yorumlarından biri.^^
YanıtlaSilBeğenmene çok sevindim çok teşekkür ederim :)
SilBlogger güzel ama nedense bazı şeyler eksik
YanıtlaSilMerhaba öncelikle beğenmenize sevindim teşekkür ederim :) eksik olan şeyleri bana da bildirirseniz ben de öğrenmiş olurum ve elimden geldiğince eksikleri tamamlarım :)
Sil