Pablo Neruda Aşk Şiirleri

17:18:00

Benim Pablo Neruda hayranlığım hiç bitmeyecek. Her kitabında kendimi başka yerlerde ve anlattığı yerlerde buluyorum. En sevdiğim şairlerden biri. Aşkı, kendi gözüyle o kadar güzel anlatmış ki okurken gözlerim doldu. Eski aşklar başka.

Bu kitabı bana babam hediye olarak aldı ve iki günde bitti. Pablo Neruda'nın okuduğum ikinci kitabı. Diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.

GUILLERMINA ACABA NERDE ?

...

Ne yolculuklara çıktı yüreğim

ayaklarında aynı pabuçla,
beni besleyen, dikenler oldu.
Tedirginlik götürdüm nereye gitsem:
vurdular beni ben vuracakken,
yığılıp kaldım öldürüldüğüm yerde,
ama kalktım, eskisinden daha dinç,
ya sonra, ya sonra, ya sonra –
Ekleyecek ne var ki?
Yaşamaya gelmiştim yeryüzüne.
Guillermina acaba nerde?
OLURSUN SUSTUĞUNDA, YOKMUŞÇASINA YANIMDA
Ne hoş olursun sustuğunda, yokmuşçasına yanımda.
Duyarsın beni uzaktan, dokunamaz sana sesim.
Gözlerin gökte uçan kuş misali,

ağzınsa bir öpücükle mühürlü.
Ne varsa ruhumu dolduran, çıkarsın yüze
onlardan sen, ruhumla dolu olarak.
Sen, düş kelebeği, ruhuma çekmişsin
 ,bir sözcüksün karasevdadan.
Ne hoş olursun sustuğunda, yokmuşçasına yanımda

Feryat edersin sanki, kuğuran kelebeğim.
Duyarsın beni uzaktan, ulaşamaz sana sesim de:
Bırak susayım ben de sessizliğinle.

Konuşayım da, bırak, bir lamba gibi parlak,
bir yüzük kadar sade sessizliğinle.

ldızınla. Yıldız sessizliğidir seninki, öyle
Gece gibisin, suskunluğun ve takımyıldızıyla.

Yıldız sessizliğidir seninki, öyle saf, öyle uzak.

Ne hoş olursun sustuğunda, yokmuşçasına yanımda.
Öyle uzak, öyle bedbaht, ölmüşsün gibi.

İşte o zaman bir sözcük, bir gülüş yete

Şenlenir yine gönlüm, şenlenir doğru çıkmadığından hiçbiri.

SERENAD

...

Gecenin geç saatlerinde Birisi kapımı çalmış gibi Bir de bakarım ki boşluğun ortasında rüzgârdan Başka bir şey yoktur Sulardan, ağaçlardan, gündüzleyin yaktığımız Ateşlerden sönmeye yüz tutmuş Sanki hiçbir şey yokmuş da Var olan her şey oradaymış gibi Sanki yeryüzünün bütün toprakları Kapımı tıklatıyormuş gibi Adsız, yaşam gibi belirsiz Filizlenen bitkiler ve çamur gibi bulanık, Gözlerimi kapar kapamaz uyanırsın canevimde Ben toprağa uzanınca doğarsın uçuşan tozlar gibi, Yatağını aşındıran nehir Birbirine dolanmış çıplak ağaç köklerini koruyarak büyürse Sen de onlar gibi büyürsün bende O nasıl karanlığıyla birlikteyse, sen de benimle birliktesin İşte kan ya da buğday, toprak ya da ateş Yaşarız burada, bir tek bitkiymiş gibi Yapraklarının anlamını bilmeyen.
AŞK
Bunca gün, ah, bunca gün  görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,  nasıl öderim, neyle öderim?  Uyandı kana susamış  ilkbaharı koruların,  çıkıyor tilkiler inlerinden  çiylerini içiyor yılanlar,  ve ben gidiyorum seninle yapraklarda  çamlar ve sessizlik arasında,  sorarak kendime nasıl, ne zaman  ödeyeceğim diye şu bahtımı  Bütün gördüklerim içinde  yalnız sensin hep görmek istediğim  dokunduğum her şey içinde  senin tenindir hep dokunmak istediğim:  seviyorum senin portakal kahkahanı  hoşlanıyorum uykudaki görüntünden  Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim  bilmiyorum nasıl sever başkaları  eskiden nasıl severlerdi,  yaşıyorum, bakarak, severek seni,  aşk tabiatımdır benim  Her ikindi daha da hoşuma gidiyorsun.  Nerde o? Hep bunu soruyorum  kaybolduğunda gözlerin  Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,  yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi  geliyorsun sen, bir esintisin  şeftali ağaçlarından uçan.  Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil  o kadar neden var ki, o kadar az,  böyle olmalı aşk  kuşatan, genel  üzgün, müthiş,  bayraklarda donanmış, yaslı,  yıldızlar gibi çiçek açan,  bir öpüş kadar ölçüsüz.
GÜLÜŞÜN
Ekmegi al benden istersen  havayi al, ama  alma benden gülüsünü.  Alip götürme gülü,  kopardigin ok cicegini,  sevincinde ansizin  öne atilan suyu,  sende dogan apansiz  dalgasini gümüsün.  Savasimim uzun-zor, dönerim  gözler yorgun  kimileyin görmüsken  degismeyen topragi,  ama gülüsün girisken  yükselir gökyüzune kosturarak pesimden  ve acar bana tüm  kapilarini yasamin.  Sevgilim, en karanlik  saatte aciverir  gülüsün ve eger ansizin  görürsen ki saciliyor kanim  sokagin taslarina,  gülüver, cünkü gülüsün  denk gelir ellerime  bir kilic gibi yalin.  Denizle birlikte güzün  gülüsün yükseltmeli  köpüklü caglayani  ve baharin sevgili,  gülüsünü ararim  bekledigimce o cicegi,  mavi cicegi, gülü  yankiyan memleketimin.  Gül gecede,  gündüz de ayda,  gül carpik  sokaklarinda adanin,  gül sana sevdali  bu kaba saba oglanda,  ama ben actigimda  gözlerimi ve kapadigimda onlari,  ayaklarim alip götürdügünde beni,  dönüp getirdiginde beni ayaklarim,  esirge benden ekmegi, havayi,  isigi, bahari,  ama gülüsünu asla  ölürüm çünkü.
ADA ÜSTÜNDE GECE
Bütün gece seninle yattım
denizin yakınında, adada. 
Yabanıl ve uysaldın sevinçle uyku arasında,  ateşle su arasında. 
Belki çok geç  birleşti düşlerimiz  dorukta ya da dipte,  aynı rüzgârla kımıldayan dallar gibi yukarıda,  birbirine dokunan kızıl kökler gibi aşağıda. 
Belki ayrıldı düşün  benimkinden  ve aradı beni  önce olduğu gibi  karanlık denizde,  sen henüz kendin değilken,  ben farkında değilken senin  yelken açmış geçiyordum yanından,  ve gözlerin aradı  şimdi sana cömertçe verdiğimi  – ekmeği, şarabı, aşkı ve yabansılığı –  çünkü hayatımın armağanlarını  beklemiş kadehsin sen. 
Seninle yattım  bütün gece,  karanlık toprak dönerken  yaşayanlarla ve ölülerle,  ve ansızın uyandığımda,  henüz tam karanlık değilken,  kaydı elim belinde.  Ne gece ne de uyku  ayırabilirdi bizi. 
Seninle yattım,  ve uyandığımda, ve ağzın  kurtulduğunda düşünden,  verdi bana toprağın lezzetini,  deniz suyundan, yosundan,  hayatının derinliğinden,  ve aldım öpüşünü,  sabah kızıllığıyla ıslanmış,  bizi çevreleyen denizden  bana gelmiş. 
BENİMSİN ARTIK, SERİL RÜYALARIMA KENDİ RÜYANLA
Benimsin artık,seril rüyalarıma kendi rüyanla
aşk acı bunca emek uyusun hepsi bu anda ah çeker gece görünmez tekerlekleri üstünde ve sen yanımdasın öyle saf uyuyan amber gibi
kimse alamaz yerini ve bu aşk uyuyarak rüyalarımla sen gideceksin biz gideceğiz birlikte zamanın suları boyunca kimse düşmeyecek yola benimle karanlıkta bir tek sen hep yaşayan hep güneş hep ay olan
ellerin açtı narin yumruklarını saçıldı dört bir yana hoş simgeler iki alaca kanat gibi açıldı gözlerin ikimizi taşıyan suda akıp gidiyordum ben gece dünya ve rüzgar yazgısını döndürürdü sensiz kalmıyordu böylece ben rüyalarındaydım çünkü…

You Might Also Like

0 yorum