İrfan Yalçın Büyük Soytarı

17:23:00

Sizleri Büyük Soytarı ile tanıştıracağım. Şahsen ben tanıştığıma çok memnun oldum. Hiç düşündünüz mü birilerini mutlu etmeye çalışan hayata hep gülen insanların aslında acılarını gizlemek ve acılarını unutmak için böyle davrandıklarını?

Tıpkı Büyük Soytarı terzi ustası Halil Baba gibi... Ona baba dedim çünkü iki evladı ve karısı onu sokağa atıp terk ettiler ve o yetmiş yaşında elinde iğnesi ve yapılması gereken pantolonları ile ustasının terzi dükkanında yaşayarak hayatına devam etmek zorunda kaldı. Onun en iyi arkadaşları hamam böcekleri olmuştu. Onlarla yatıp onlarla kalkmaya başladı Halil Usta. Onun istediği tek şey ise biricik kızının ona mektup yazması. Onun yazdıklarına cevap vermesi kızsa da sövse de önemli değil. Yeter ki ona yazılmış bir mektup istiyor. Oğlu Çetin ve karısından umudu çoktan kesmiş ancak biricik kızı Nermin'den bir mektup istediği. Ona baba demesi. Baba kelimesi onun için anlamı büyük duyduğunda yüzünde gülümsemelerin havada uçuşmasını sağlıyor. Bu yüzden ben de ona baba dedim. Belki yüzünde mutuluk oluşur.

Bu kitap, üç yüz doksan dört mektubun içinden seçilerek derlenerek oluşmuş otuz beş mektuptan oluşuyor. Ne yaşarsa yaşasın hayata mutlulukla umutla bakan Halil Usta., biricik kızı Nermin'e yaşadıklarını, hislerini anlattığımı mektuplar...

Bu hislerde gülerken o gülüşlerin içinde bir haykırış hissediyorsunuz. Kızına arada sitem etse de ona olan sevgisi hiç sönmüyor. Mektupları okurken şunu düşündüm. Bu adam ne yaptı da bir mektubu ona neden çok gördü kızı? Sadece bir mektup diye geçiştirelen o kağıt parçası Halil Usta için önemini yazdıklarında hissettim ben. 

Halil Usta insanları çok seviyor. İnsanlar ona ne yaparsa yapsın o insanları güldürmekten çok hoşlanıyor. Bazen acınacak halini gülerek unutmaya çalışıyor. Nerede olursa olsun hayat onun için çok güzel ve gülmek onun için bir yaratılmış bir unsur. Gülmek ile var olan yaptığı soytarılıklar ile kendini iyi hisseden biri o. Ancak bu gülüşlerin içindeki üzüntüyü mektuplarının içinde bağırarak yankılanıyor. 

Yaşayacağı az ömrünün olduğu bilincini bilerek umudunu içinde kahkahaları ile taşıyor. O ağlayan kahkahaları yüreğimin bir köşesinde benimle kalacak Halil Usta.

Yaşamak bazen acı olsa da gülümsemek tıpkı senin gibi lazım bu hayata. Onu tiye alıp yaşamak gerekiyor. Seni unutmayacağım Halil Baba. Yüreğimde hep yaşayacaksın.

"Şöyle düşünüyorum; para için aşağılanmamalı insanlar, onurları öldürülmemeli. Üşüyorum böyle bir şeye tanık oldum mu."

"Doğruyu söylemek, kendime duyduğum saygıyı, sevgiyi artırıyor."

"Güzel ve gerçek olan gülebilmek yalnız."

"Umut; tükendikçe üreyen , üredikçe tükenen tatlı hastalık! O da olmasa, ne yapar, nerelere gider bu çirkin, yorgun başımı hangi deliğe sokarım?"

"Ne diyeceksin, böyle Nermin'im işte; tuhaf, ağzını açar açmaz saçmalayan insanlarla dolu çevremiz; ne sözünü ne davranışını biliyor çoğu; bir söz atıyorlar ortaya, kestiremiyorlar nereye gideceğini; karşımdakini kırar mıyım kırmaz mıyım diye yok düşündükleri."


You Might Also Like

10 yorum

  1. konusu çok güzel bir kitapmış blogunda harika :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim beğenmene çok sevindim :)

      Sil
  2. Daha önce okumamış olduğum bi kitap. Bahsettiğinize göre konusu oldukça güzel en kisa zamanda alıp okuyacağım. Teşekkür ederim elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Sen böyle anlatınca bayağı merak ettim :)

    YanıtlaSil
  4. Kesinlikle alacağım kitaplar arasında😍

    YanıtlaSil
  5. Değişik bir hikayesi varmış teşekkürler😊

    YanıtlaSil