Bilim kurgu filmi olan ama bana göre bu filmde yatan ana unsur etiklik veya insanın bencilliği arasındaki o ince çizgiyi göstermesi oldu. Hayatınızı kendiniz için değiştirirken karşınızdaki kişinin düşüncelerine önem veriyor musunuz yoksa önemli olan kişi siz misiniz? Ben filmi izlerken kafamda hep bunu sorguladım. 

Eğer bu filme "ben bilim kurgu türünde bol aksiyonlu kıran kırana bir film izlemek istiyorum" diye başlayacaksanız sizi tatmin edeceğini düşünmüyorum. Çünkü aksiyonu izlediğim diğer filmlere göre az ancak insanı düşündüren bir film. 








Gelelim filmin konusuna:

"Avalon adlı uzay gemisi, Homestead II adında çok uzak bir koloniye 5000'den fazla kişiyi götürmek üzere, 120 yıl sürecek bir yolculuk yapmaktadır. Giden kişiler bu yolculuk sonunda sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmek için özel tasarlanmış "uyku kapsüllerinde" uyutulmaktadırlar."  



Buraya kadar her şey beklenilen normal bir konu. Gidilen başka bir yer, uyutulan insanlar, bir uzay gemisi.. Bundan sonra anlatacaklarım filmin ve benim düşüncelerimin gidişatını etkiledi.

Ancak teknik sorunlardan dolayı Jim Preston yapılan yolculuktan 30 yıl sonra uyanır ve bu uzay gemisinde tek başına olayı anlamaya çalışır. Tabi bu tek kalma durumuna bir yıl dayanır. Tek başına olmak, koca gemide tek başına...

İşte asıl soruya geliyoruz. Yalnızlığını gidermek ve aşık olacağını düşündüğü kadını uyandırmalı onun yolculuğunu etkilemeli midir yoksa tek başına arıza yüzünden uyandığı bu geminin içinde tek başına yaşamını devam ettirmeli midir?

Siz Jim'in yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Yalnızlıktan bunalan Jim, Aurora Dunn'u uyandırdığında ikisini bekleyen son ve yaşanılan olaylar zincirini izleyeceğiz.

Dediğim gibi beni etkileyen ikilem oyuncu Chris Pratt tarafından çok güzel canlandırılmış. Jeniffer Lawrence da oyunculuğunun hakkını vermiş. 


 Filmi derinlemesine düşünürseniz klişe dersiniz ancak ben o ikilimi ve insanın bencil ruhunu ya da insanın kendini düşünme hali de diyebilirim o kısımların anlatılmasını beğendim.



"+ Uzayda yolumu kaybetmiş durumdayım.- Olmak istediğin yerde değilsin. Sana başka bir yerde olman gerekiyormuş gibi geliyor.
+ üstüne bastın.
- Şeyy.. diyelim ki parmağını şıklatacaksın ve istediğin yerde olacaksın. Bahse girerim yine de böyle hissederdin.Doğru yerde olmadığını.Önemli olan olmak istediğin yerde olmadığını çok takarak, bulunduğun yerin tadını çıkarmaktan mahrum kalmamaktır.
+ Ne diyorsun yani?- Diyorum ki kontrol edemeyeceğin şeyler için üzülmeyi bırak..! Hayatını yaşa..!"





Film Morten Tyldum yönetmenliğinde 2016 yılında çekilmiştir. Eğer bu tarz filmler izlemekten hoşlanıyorsanız bakabilirsiniz.

IMDb puanı: 7.0/10
Benim puanım: 8/10

Keyifli Seyirler :)