Merryliss Taylor Ve Aşk S*çtı

20:00:00

"Aşk" kelimesi sizde ne gibi hisler uyandırıyor? Aşk nedir? Aşık olmak ölümüne sevmek mi yoksa sadece cinsellik mi? Aşkı birde Merryliss Taylor'dan dinleyelim. Fakat baştan uyarmam lazım aşkın yüceltildiği, aşkın doruklara konulduğu bir kitap bekliyorsanız üzgünüm bu kitap öyle bir kitap değil. Beklentilerinizi bu şekilde oluşturmanızı ve kitaba bu şekilde başlamanız gerekiyor. Yoksa kitapta yazılan her şeyi inkar edersiniz ve sinirlenirsiniz baştan uyarmak istedim.

Günümüzde herkesin bir aşkının bir sevgilisinin olmasının gerektiği, bir kişinin illa ki başka bir kişiyle olmasının aşılandığı bu zamanda böyle bir kitap okumak bana iyi geldi. Gerçekten iyi geldi. Hani sevgiliniz olmadığında size bakılan o bakışları bilirseniz ne dediğimi gayet iyi anlayacaksınız. Nasıl olur ? Mutlu musun ? gibi sorularının etrafınızda fır döndüğünü ve genelde çoğu kişiyi reddettiğinizi bilen kişilerin o şaşkın bakışları. Bunu neden yaptığımı bu kitapta buldum diyebilirim.

Aşık olmak ya da aşk bize sunulanın aksine başka bir çerçeveden bakıldığında ne demekmiş, Merryliss Taylor'un kitapta yazdığını alıntılayacağım.

"Aşk, insanoğlunun itiraf etmekte güçlük çektiği cinsel duygularına anlam kazandırmak için icat ettiği en büyük kamuflajdır."

Eğer bu cümleden sonra yazıyı okumayı bırakmak istiyorsanız kitabı seveceğinizi düşünmüyorum. Çünkü bu alıntı kitaptan aldığım -üstü örtülmüş diyebilirim ya da daha yeni başlıyoruz anlatmaya bu hiçbir şey diye düşünülmesi gereken- bir cümle. Çoğu kişiye göre konuşulmaması gereken konuların açık seçik yazıldığı bir kitap okuyacaksınız. Hani "ayıptır, bunlar konuşulmaz, edebini bil." olarak görülen cinselliği ve ilişkileri yazmış. Yazarkenki kullandığı üslup beni güldürürken kitabı okumaya da teşvik etti. 

Kitabı okurken aşk konusuna farklı bir çerçeveden bakmak hoşuma gitti. Hani o sensiz yaşayamam, sensiz nefes alamam sözlerini, bir de ondan okuyun bakalım ne düşüneceksiniz?

Aşk için namus için (!) işlenen cinayetleri yapan kişilerin bu sensiz yaşayamam ve kıskançlık krizlerine giren, karşısındaki kişiye güvenmeyen, onu yoran kişilerin olması tesadüf mü?

Bu yüzden çocuklarımıza ilk başta kendisini sevmeyi daha sonra da onlara kendi vücutlarını anlatmalıyız. Onlarla iletişimimizi sağlam tutmalı ve ailesine güvenmesi gerektiğini aşılamalıyız. Yoksa çocuklarımız ailesine hiçbir şey anlatmadan , merak ettiklerini sormadan büyüyecek. 

"Henüz öğrenme yaşındaki bir çocuğa 'kruvasan bu işte' diyip çorbayı verirseniz büyüdüğünde hayatı çorbaya döner ve ona bir daha gerçeği öğretemezsiniz."


Yazara katılmadığım tek nokta oldu: O da eşcinsel bireylerin özenerek bunu seçtiğini savunması oldu. Bana göre de o bireylerin kendilerini oldukları gibi kabul etmesi, istedikleri gibi yaşaması -tabi başkalarının özgürlüklerini kısıtlamayacak şekilde- özenmekten ziyade topluma kendilerini kabul ettirme ve kimliklerini gizlemekten yorulmaları ve kişinin kendisini tanıması olarak görüyorum. 

Kitabın içinde bulunan film ve kitap tavsiyeleri çok hoşuma gitti ve listeme ekledim bile.


Nietzsche "Tanrı öldü." dedi.  Merryliss Taylor da "Aşk öldü ve insanlar aşkın içine s*çtı." diyor kitabında. Eğer kitapta yazılanları kaldırabilecekseniz kitabı okumanızı tavsiye ederim.

"Bana göre aşk, yaşamak falan.
Bana göre aşk, saygı duymak.
Bana göre aşk, nazlandırmak.
Bana göre aşk, gülmek.
Bana göre aşk, görmek.
Bana göre aşk, kibarlaşmak.
Bana göre aşk, vazgeçmeniz gerektiğinde derhal vazgeçmek ve asla baskıcı davranmamak.
Bana göre aşk, hiçbir şey için hiç kimseyi zorlamamak.
Bana göre aşk, tutabileceğin sözler vermek.
Bana göre aşk; yemek, içmek, eğlenmek.
Bana göre aşk, sevdiğinizin sizi ailenize daha çok bağlaması.
Bana göre aşk; hedeflerinizi büyütmek, en iyi okulları bitirmek hatta alanınızda liderliği ele geçirmek ve örnek insan olmak.
Bana göre aşk, yıkmak değil yapmak.
Bana göre aşk, hayatınıza biri girdiği anda onu da geliştirmek için uğraştırmak.
Bana göre aşk, aşkınızla birlikte daha da başarılı olmak için ısrar etmek.
Bana göre aşk, sizi sevmediği zaman ondan özür dileyip ona sizi istediği zaman bir arkadaş gibi arayabilme özgürlüğü vermek.
Bana göre aşk, sevdiğinizi özgür bırakmak."

"Ben size gökkuşağının görünmeyen renklerini göstereceğim sadece. Diğerlerinin dediği gibi" O sobaya dokunma, yanarsın!" demeyeceğim mesela. Bilakis, sizi sobaya kendi ellerimle ben iteceğim, o acıyı hissetmeniz için bizzat çaba göstereceğim.Evet, bunu yapacağım. Sonra ne mi olacak? Siz gökkuşağının altından geçerek kendimize aşık olacaksınız; bense o kuşağı bir renk daha ekleyerek kendimi gerçekleştirmeye devam edeceğim.."



You Might Also Like

0 yorum