12 Angry Men (12 Öfkeli Adam)

17:29:00

Bazı kült olmuş filmler vardır. Her izlediğinizde sonunu bilseniz bile sizde aynı duyguları uyandıran, sonunu bilseniz bile şaşkınlık ifadesiyle baktığınız filmler.. Bu filmlerden biri benim için 12 Angry Men (12 Öfkeli Adam) filmidir. Her izlediğimde şaşırdığım, ikna kabiliyetinin önemini tekrardan anladığım bir filmdir.
 
"Olayı nereye çekerseniz çekin, ön yargı gerçeği her zaman saklar." 12 Angry Men filminden alıntı

Filmin konusu ise; 

Babasını öldürmekle suçlanan bir genç ile ilgili karar verilmesi gerekir. Amerikan mahkemelerinden görülen juri üyeleri bu kararı verecek olan kişilerdir. İşte bizim juri üyelerimiz ise birbirini tanımayan bu 12 adamdır. 

Sanığa ait olduğu düşünülen bir bıçak olay yerinde bulunmuştur. Üstelik sanık bu bıçağı kaybettiğini söyler. Peki bu bir tesadüf müdür?

Dahası da var. Cinayete şahitlik etmiş tanıklar var ve sadığın savunması ise yetersiz. Sanık suçlu bulunursa idam cezasına çarptırılacak. 

Her şey yerli yerinde. Suçlunun  kim olduğu bellidir jürinin gözünde. Sadece bir juri üyesi "8 numaralı" juri üyesi sadığı suçsuz bulur. 

"– Yani sen çocuğun suçsuz olduğunu sanıyorsun öyle mi?
+ Bilmiyorum, ama olabilir de.
– Seni tanımıyorum ama eminim hayatında hiç bu kadar yanılmamışsındır. Zamanımızı boşa harcıyorsun. Bırak gidelim.
+ Varsayalım yargılanan sendin, ne yapardın?

– Ben varsayım yapmakla uğraşmam dostum. Ben sadece bir işçiyim. Bir deneyeyim. Varsayalım sen hepimizin fikrini değiştirdin ve çocuk babasını gerçekten bıçaklamış, buna ne dersin." 


Ve film başlıyor. 8 numaralı juri üyesinin diğer jurilere neden çocuğun suçsuz olduğunu kanıtlama ve anlatma vakti gelmiştir. Her bir juri üyesinin sanığı suçlu bulmasında yatan perdeyi nasıl kaldırdığına şahit olacaksınız. 


Peki bu film nereden esinlenilip nasıl çekilmiştir ? Ona da bakalım.

Film gerçek juri üyelerinin davranışlarından, görevlerindeki deneyimlerden esinlenilerek çekilmeye başlanmış.

"Zamanının en saygı duyulan yazarlarından biri olan Reginald Rose, 1954 yılında kasıtsız bir adam öldürme vakasında jüri olarak hizmet vermiş. Kendisi bir oyun yazarı olarak, durumun özünde olan dramayı fark etmiş. Rose, 12 Angry Men’i CBS Studio One’ın antoloji serisine bir saatlik bir televizyon oyunu olarak yazmış ve bu oyun 20 Eylül 1954 tarihinde televizyonda yayımlanmıştır.


 Usta aktör Henry Fonda, 12 Angry Men’in televizyon versiyonunu gördüğünde çok etkilenmiş ve bundan çok iyi bir film olacağını düşünmüş. Fakat; renkli, geniş ekranlı görüntülerin popüler olduğu bir dönemde, tek odada ve zamanda geçen siyah-beyaz bir film için risk alacak bir yapımcı bulamamış. Bunun üzerine hikâyenin yazarı Reginald Rose ile bir araya gelen Fonda, filmin yapımcılığını üstlenmeye karar vermiş. 12 Angry Men, onun hep gurur duyduğu bir yapım olmuş fakat işin finansal kısımlarıyla uğraştığı ilk deneyimini nefret ederek tamamlamış ve bir daha yapımcılık yapmamıştır. Filmde sembolik olarak beyaz giyinen tek kişi olan Henry Fonda, Sidney Lumet ile iletişime geçerek yönetmenliğini üstlendiği televizyon programları Studio One in Hollywood ve The Alcoa Hour’dan çok etkilendiğini söylemiş ve 12 Angry Men’i beyazperdeye uyarlamasını bizzat istemiştir. Yani 12 Angry Men’in yapıcının birinci tercihi olan yönetmen tarafından çekilen bir başyapıt olduğunu söyleyebiliriz. Bu Henry Fonda’nın sinema konusunda ne denli yetkin bir oyuncu olduğunun da kanıtı. Lumet’nin dört En İyi Yönetmen ve bir En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar adaylığı bulunuyor."


Şimdi filmde belkide en önemli unsurlardan biri olan bir konuya değinmek istiyorum. Filmin sonuna kadar sadece iki juri üyesinin ismini biliyor olacaksınız. Yanlış okumadınız. Bunun nedeni senaristin veya yazarında diyebilirim, juri üyelerini bir bireyden ziyade onları toplumun bir yüzü olarak izleyicilere aktarmak istemesinden dolayıdır. Olaylar olup biterken umursamayan kişiler, dikkatli ve tecrübeli kişiler, çekingen insanlar, geçmişinden dolayı hıncı olan insanlar, toplumun alt tabakasında olmasına rağmen topluma uyum sağlayan insanlar, mantıkla hayatına devam eden vicdanını umursamayan insanlar, nefret ile güçlenen insanlar ve vicdanın sesini dinleyen insanlar olarak tanımlamamız mümkün. Sizce de toplumda bu tür insanlar bulunmuyor mu ? Toplumdaki her birey farklı ve hepimiz iç içe yaşıyoruz. Tıpkı onların karar vermesi gerektiği zamanda bulunduğu o küçük oda gibi...

Film 1957 yılı yapımıdır. Mutlaka izlemelisiniz.

IMDb puanı: 8.9
Benim puanım: 10/10
Keyifle Seyirler. :)

You Might Also Like

2 yorum