Birol İnan Kalbim Pera
21:50:00Zaman olgusu ve yaşam iç içe geçtiğinde kişi ruhuyla ilişkisini değerlendirme anına tanık olur. Kendi iç hesaplaşmaların yapıldığı bu zamanda belki de en iyisi kendinizi dinlemektir. Bu hayatta en çok ne yapmak istiyorsunuz? Sizi ne mutlu ediyor?
İşte Sinan da bu çıkmaza düştüğünde hayatında en çok yapmak istediği şeyi düşündü. Yelken ile yapılacak bir Dünya turu. Sinan, denizin içindeki mavi tonun derinliklerine, doğanın yeşilliğinin büyüsüne hayran biridir. Bu hayranlığı ile mimarlığın doruklarını hayatına geçirmiştir. Onun için önemli olan eserlerinin onun yeteneğini göstermesi onun imzasını belirtmesiydi.
O mesleğini yaparken hayatın ona sürprizden habersiz günleri geçiyordu. O sürpriz geldiğinde hayalini yapma vaktinin geldiğini anladı. Yelkenini (ismini Pera koydu.) aldı ve yolculuğuna başladı.
Bu yolculukta aslında önemli olanın kendisi olduğunu, denizin sularında o anın önemli olduğunu fark etti. Aslında hayat da bu değil midir? O anı yaşamak ve hayatın keyfini çıkarmak. Yarının neler getireceğini bilemeyiz. Dün ise yaşanmıştır. Önemli olan dün yaşananlardan ders çıkartıp en iyi şekilde bugünü yaşamaktır. Bugün mutluysanız yarının dertleri veya düşünceleri sizden uzaklaşır.
Yazar, Sinan karakteri ile okuyucularına bu düşünceyi aşılamak istemiş. Bir de doğanın güzelliğini. Bu güzellik ile Dünya'daki cennete adım atılacağından bu cenneti korumamız gerektiğini dile getirmiş.
İkili ilişkileri çarpıcı bir nokta ile anlatmak istemiş yazar. Güven problemleri, aldatmalar, çıkarların anlatılması belki bazı okuyucuların hoşuna gitmeyebilir. Tabi bunların yanında da sevginin gücünü karakterlerine serpiştirmeyi unutmamış.
Kitabı okurken hissettiğim duygu anın önemi oldu. Anı yaşamak ama bu anı en iyi şekilde (nasıl mutluysanız öyle) önemini bir kere daha anladım. Bu tarz kitaplardan hoşlanıyorsanız bakabilirsiniz.
"Sesli hayal kurmanın nesi kötü ki Alya?"
"Hayal gerçeklerin provasıdır, Alya. Gerçeklerin maketi veya ön projesi. Bir de boyut ve oran tabii. Ufka bakarak oranları gözlemek... Dizilen nesneler küçülerek bir noktada toplanırlar biliyorsun."
"Acı olmasa parlar mıydı kara elmas bilmiyorum?"
"İç daralması insanı hiçlik uçurumunun önüne koymuştur. İnsan bu korku içinde savunmasız kalır ve yalnızlığa gömülür. İşte bu korku içinde kalmaya cesaret gösterirsen kendi varoluşunu yakalayabilirsin."
"Müziğin güzelliği işte bu, ne olursa olsun onu senden alamazlar."
" Ah sevgilim sana o kadar yakın o kadar uzağım ki Minareler gibiyim uzanıp uzanıp bir türlü tanrıya ulaşamayan Seni özlemekten yorulmadı zihnim "
"Kötüler daha yüksek sesle dua ve tövbe ederler..."
8 yorum
Merhaba Bloğunuzu yeni keşfettim . Takibe aldım ziyarete beklerim
YanıtlaSilMerhaba blogumu beğenmenize çok sevindim ben de takibe aldım :)
SilBENCE DE İNSAN DARA DÜŞTÜĞÜNDE KENDİ İÇ SESİNİ DİNLEMELİ VE ONA GÖRE YAŞAMALI. UZUN ZAMANDIR SİZİ ZİYARET EDEMEDİM FULDEN HANIM FARKINDAYIM. SEVGİLERLE.:))
YanıtlaSilMerhaba kesinlikle öyle umarım kitabı okuduğunuzda seversiniz :) sevgilerle :)
Silokumadım şimdiden beğendim ama okurum tişkirs :)
YanıtlaSilUmarım okuduğunda seversin :)
SilSinan'ın düştüğü çıkmazlara bir çoğumuz düşmüşüzdür belki. Ve çoğu defa, en çok istediğimiz şeyleri ya seçememişizdir, ya da seçme imkanımız olmamıştır.
YanıtlaSilYazarı ve kitabı ilk defa duyuyorum. Alntılar güzel. Gerçekten de bakıyorum da, "kötüler daha yüksek sesle dua ve tövbe ediyorlar.
Benim de bu alıntı çok hoşuma gitti okurken. Sinan’ın durumunu düşmemek için hayallerimizin peşinden gidebilmeliyiz en azından çalışmalıyız :)
Sil