Can Bonomo Delirmek Belirmektir

19:57:00

Can Bonomo cesaret kırıntısını elinde tuttuğunu hissettiğinde onu kaleme çevirip yazmalıydı. Bu cesaret ona şunu demişti. “Kendini anlat şiirlerinde yaz. İçindeki sesi duyurmalısın ve bağırmalısın. Seni anlayacak birileri var. Onlara anlat." 

Bazı insanlar yazmalıdır içindekileri haykırmalıdır. Bence Can Bonomo'da içindekileri haykırarak yaşayanlardan biri. O yazmalıydı ve kalem elinde titremeye başlayıp aklın itaatine geçtiğinde yüreğindeki aşk da hemen katıldı. Çünkü şiirler hissedilerek yazılmalıydı.

Can Bonomo'yu üniversitenin ilk yılında Bahar Festivali için okulda konser verdiği gün gördüm. Önceden bir kaç şarkısını biliyordum ama ezbere değil. Hani kulaktan dolma denir duyarsınız ama ezbere bilmezsiniz. İşte öyle gittim konsere şarkılarını söyledi ve gençlere şiir okumalarını tavsiye etti. Özellikle Nazım Hikmet okuyun dedi. Ve sonra Nazım Hikmet ile ilgili yazdığı bir şarkısını söyledi. O gün dedim Nazım Hikmet seviyorsa ben bu adamın şarkılarına bakayım. Böylece şarkılarını dinlemeye başladım.

Daha sonra ağustos ayında şiir kitabı olduğunu keşfettim. Delirmek Belirmektir. İsmi düşündürdü. Sahiden Delirdiğimizde mi beliriyoruz? Delirmek için mi yaşamamız gerek? Sonra da kendisinin yazmış olduğu önsözü okumaya başladım.

“Delirmek, Belirmektir” çünkü bu hayata dair olan en güzel şeyler ya en çarpıcı şeylerdir ya da hiç yokturlar.
Hayatımın en anlamlı derslerinden birini annemin beni küçük yaşta tanıştırdığı şairlerden aldım. Tabiatın koruduğu  ya da dünyanın bizden sakladığı her şeyi, doğru harfleri yan yana koyarak tekrar tekrar keşfetmek mümkündü.
Yazmaya bunun heyecanı ve acemiliğiyle çok küçük  yaşta başladım. Mantığa aykırı her eylem, kelimelerle kâğıda dökülebilir ve bunu yapabilmek için tek ihtiyacımız olan şey, yazan bir kalemdir.
Türk edebiyatında adını duyurmuş onca üstadın arasına yazan bir kalem olarak adım atma cesaretimi de yine annemden aldığımı belirtmek isterim.
Cemal Süreya’nın dediği gibi:
“Şiir alışkanlıklara karşı bir yaylım ateştir.”
Tüm samimiyetim ve cesaretimle yazdığım şiirlerimi, yani zihnimde dünyanın sınırlarının kesişmeyi bıraktığı fikir odalarımı, halka arz ediyorum.
Dağınıklığımı ve mahcubiyetimi mazur görün.
İyi istirahatler dilerim.
Muhabbetle…"

Can Bonomo


Şiirleri insanın yaşamı gibi olayların karmaşası ile yazılmış. Düşünceler birleşmiş ve anıların sesi olmuş. Bu anılarda sevgilinin olduğu şiirlerde Cemal Süreya havası hissettim. Bazı yerlerde de Nazım Hikmet'in umut sesleri vardı.



İstanbul olmuş şiirler. İstanbul’dan mekanlar var. Bu mekanların anısını taze tutmak istercesine kalem yazmış. Gezi Parkı olayı sırasında yazılmış şiirler de vardı.

"Büyük olasılık Can Bonomo asla bir şair olarak anılmayacak, ama bu, onun yazmasına engel teşkil etmiyor. Onu durdurabilecek bir güç tanımıyorum. Ailesine, aşkına, yalnızlığına, isyanına derinden bağlı birini susturmak mümkün mü?
Can’ın şiirlerine size ait bir günlüğü okurmuş gibi yaklaşırsanız, samimiyetine inanırsanız, onu diğer şairlerle karşılaştırmadan mahcup etmezseniz seveceksinizdir. Derdi olan Can da böylelikle mutlu olma şansını yakalayacak.
Kitabını kütüphanemde bu işin ustalarından Nick Cave’in The Complete Lyrics’i ile Kurt Cobain’in şarkı sözleri arasına 
yerleştiriyorsam gerisi size kalmıştır.
küçük İskender
Eylül 2013"

Sözcükleri ustalıkla kullanarak duygularını yansıtmış. Eğer şiir okumayı seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.

"ÇİÇEK SAPAN

Biraz sancı ve biraz orman istedi çiçek
Ne olur dayan
Çünkü kullanma kılavuzunda öyle yazıyor
Kullan bunu diyor kılavuzun
Kullan, kullan, at bunu - üç kuruşa sat bunu
Zaten biraz gözyaşına ihtiyacı vardı ihtişamlı bulutların
Birileri elbet ağlayacaktır
Oyun hüzünlüyse yazarın yakınları mutlaka ağlar mesela
Ben ağlamam diyenler evinde ağlarlar
Ağlayamam diyenler rüyalarında ağlar
Çocuk artık çok hastaysa kardeşi her zaman biraz ağlar ya
mesela
Birileri elbet ağlayacaktır çünkü
Bence eve gidip pencerelerden bakalım artık
Bu filmin sonu belli oldu
Ağlatacaksın annemleri ve biraz birilerini daha
Saçma sapan bir otobüse binelim nereye gidiyorsa biz de
Belki anca ayılırız şişe şişe kelimelerden, marazlardan
Üzülmek ayıp değildir ama kimisine de yakışmaz ya
Kimilerine sen yakışırsın ancak
Kimileri ki sana maçası çıkışmaz
Sen birilerine yakıştın mı o birileri elbet ağlayacaktır
Şairler ota boka ağlarlar mesela
Çünkü birileri elbet ağlayacaktır
Biraz sabır ve biraz aydınlık istedi çiçek.
Birileri elbet ağlar..."


"TOMA PERA

En çok da kimin öleceğini bilseydik gerekmezdi piramitler
Savaşmak çılgın bir hatıra olurdu karalı not defterlerinde
Bir mücadeleyi bölerdik alabildiğine meyve çiçekleri
Kümeslerle fabrikalarla evimizde
Şu bulaşıkları kaldırıp eyleme geçeriz öyle değil mi Beyoğlu?
En çok da sahip olmadığımız şeylere
Sahip çıkmadık demek değil
Toplanıp karşısına demirden duvarların
Birlikte olabilmeyi kutlamaklar kasetten yüksek sesle
Olmasaydı barikat
İlk silahı patlatmak için hevesli kalabalıklarla
Duvarlara küsen duvarın çocukları kalabalıklar
Açgözlülük olmasaydı
Susmasaydı partizan
Sonra sokaklar sana da bana da kalmayacak öyle değil mi
Beyoğlu?
El ele ıslanmadan beraber
Düzen kahvaltıda yiyemediğimiz kadar biberin gaz hali
Tüm kahvaltılarımızda bugüne kadar
Ekvatora yağan yağmur kere ıslatan düzen
Kalabalıkları yine müzik susturacak
Susmasa da partizan
Bir müzik ki isyanın sesini adaletsizce bastıran
Şartlar eşit olmayınca
Toma ne kadar görkemli bir enstrümandır öyle değil mi
Beyoğlu?"



"MEYHANE KAPAN

Neye yaradı kaybolan günler
Kamyonlarca yük gibi sırtımıza binen dünler
Dilenen özürler âşıklara yürüyen izimizden
Bir elimde son mektup
Odalar dolusu öpücükler geçti dilimizden
Tadı kaldı
Neye yaradı sonbahar
Başka başka evlerin pencerelerine konan kuşlar
Sevdaya dair işlenmiş çocuk erkil suçlar
Bir elimde ustura
Onca anı onca şehir yok oldular
Fotoğraflar kaldı
Neye yaradı kuşatmalar
Üstünkörü suç atmalar
Biz bir temmuz gecesi içimize öttü diye sevmedik mi o martıları
Bizi bizden daha iyi kimseler anlatamaz
Bizim sevdamızda dokuz nota var diye terk etmedik mi
ilk dans ettiğimiz şarkıları
Martılar uçtu
Meyhane kapandı
Gece kaldı"



"KURGU BİLİM PORTAKAL

Binalar dikerken, kelimelerden erken
Göz bebeklerimde anason ve cebimde buruşuk hayaller
taşıyorum
Yaralı bir karanfile yaslarken dizlerimi,
Diyorum ki: Bak bu gemiler hep benimdi dün
Bak bu kumlu taşlar benimdi
Bak bu ağaçların kovuklarında dün yazdığım sözlerim,
Çocukluğum dinlenirdi
Açıyorum sonra gözlerimi birdenbire
Hayaller kurarken kelimelerle erken
Merhaba diyorum!
Merhaba beyzadeler!
Merhaba tamburun sesiyle ipek gibi silkelenen çengi
Kuğuların kahkahasına da paslı yüreklere de
Merhaba piyadeler!
Merhaba kahverengi!
Binalar dikerken,
Kelimeler denerken
Diyorum ki: Buralar artık kimseyi irkiltemez
Diyorum ki: Mutluluğu yalnızca rüyalarında gören insanlar
Daima yorgun olurlar
Açmadan gözlerimi
Uzanıyorum seni düşünmelerin üzerine sere serpe
Son sözlerim hâlâ sıcak
Fazla uzaklaşmış olamam..."


"ZAMAN

Saatler de susar bazen
Bir gül açmaz
Bir gün solar
Acı denemekte gizlidir
Denemek yenilmekte
Ölüm ta en başından bellidir yolun
Bir gün terk edilmek de
Vedalar da susar bazen
İhanet aç bir timsahtır
Umut paylaştıkça çoğalır
İnanmak bir çocuğa silah satmaktır
Neden sonra sevişir herkes
Ve aynı gün başka yatakta
Başka semtte, başka sokakta
Benimle uyanırsın bazen
Ben susarım
Saatler de susar bazen
Duvarlar susar.
İşte o zaman anlarsın
Zaman aymazlık,
Bilirken anlamazlıktır.
Sen o adamla uyurken üzerini benimle örtüyorsun ya.
Ben çok üşüyorum.
Örtme...

Çünkü şiir başka yerlere dokunmaktır
Sormadan anlamak,
Bilmeden inanmak gibi
Yazarken de
Sanki her filmi izlemişim,
her kitabı okumuşum sayfalarca çiçeklerden
Parmaklarına teker teker dokunurum
Böyle gülümse diye beni

Gittin sen ve ben anladım ki;
Vardığı yerde değil, durduğu yerde yaşlanıyor insan."


"SEN AĞACI

Umuda çalan her şey açık renklidir
Gözlerin kopkoyu karanlığında
Dalları gibi özgün ağaçların parça parça
Gökyüzü de öyle açık mavi
Benim ellerimse kirlenmiş şiirlerden
Daha sarı şeyler bulmak için çıplak baharda güzel
Daha sarı Sen Ağaçları
Sen kendini ne güzel seversin diye
Bizi de böyle sevsen Sen Ağacı
Kitlelerle kucaklasan bizleri güneş dolu eteklerinde
Yıkılsa da köprüleri durağan olmaların sarı
Sen kıtaları bir tek kere avuçlasan ellerinle
Hasret baki
Ekmek baki
Gerçekler de bilsin diye kalıvermeleri
Görüvermeleri Sen Ağaçlar
Sen ne güzel seversin kendini sarı
Ve
Bilmediğin güzelliklerin aynalarında
Karşı konulmaz sevdaların zorlanmışlıklarını"




You Might Also Like

4 yorum

  1. 2019 un başında her ay bir şiir kitabı okuma kararı almıştım. Ama bir kaç aydır aksatmaya başladım. Yazın bana kendimi toparlamak gerektiğini hatırlattı.
    En çok Zaman şiirini beğendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman şiiri benim de çok hoşuma gitti :) şiir okumak beni rahatlatıyor keyifle okumalar dilerim ben de sana eşlik ederim :)

      Sil
  2. Şiir pek okumam ama yazından yola çıkarak en kısa zamanda üstadların güzel kaleminden dökülen bir şiir kitabı almalıyım. Emeğine sağlık^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah mutlaka okumalısın eğer şiir kitabı ilk defa okuyacaksan Özdemir Asaf’ın kitaplarını öneririm :)

      Sil