Sadece köstekli bir saat, Sermet Bey'e eşinden hediye köstekli yadigar bir saat... Bir saatin kaderini şekillendireceğinden habersiz biri Sermet Bey. Zamanı ve kaderi içine sığdırmış bir saat onun hayatını nasıl etkiler ? Haydi beraber zamanın geçmişine ve şimdiki zamanın uçsuz bucaksız diyarlarına yolculuk yapalım.

Sermet Bey geçimini ayakkabı boyacılığı yaparak, mevsimlik işçi olarak sürdürürken Almanya'dan sevdiği saydığı Sargun abisinden mektup gelir. Almanya'nın güzelliklerini ballandıra ballandıra anlatır mektubunda. Mektubun içine gazete kağıdına basılmış bir haber koyar. Almanya'ya işçi alımı yapılacağından bahseder bu haber. Sermet Bey'in hayalleri küllerinden yeniden doğarak önüne çıkar mektup sayesinde. Başvuru yaptığında red cevabı bir anda ailenin hayatına enkaz gibi girer. Yaşam yine de devam eder. Eşi Zeynep Hanım onun için tüm fedakarlıkları yaparak geçimlerini sağlayarak yaşamları sürüp giderken yıllar geçer.

Sargun, Almanya'da bir çok suça karışarak gerisin geri Türkiye'ye postalandığında akıllanmadan suçlarına devam eder durur. Ve bir gün cebinden Sermet Bey'in mektubunu görür. Ona Türkiye'ye döndüğü ülkesi için çalıştığını anlatan bir mektup yazar. 

Külleri sönen o umut, Sargun abisi sayesinde yeniden doğar Sermet Bey için. Almanya'ya gidebilmek için eşinin hediye ettiği o köstekli saati satar. İşte kader ağlarını yavaş yavaş örmeye başlamıştır. Sermet Bey Almanya'ya gidecekken bir anda kendini hapishanede bulur. Sargun abisinin ona kazık attığını anladığında iş işten geçmiştir. Ve eşinden yadigar köstekli saat çoktan kayıplara karışmıştır.

Sermet Bey'in hayatını etkileyecek Aydan amca ile Sargun abisinin attığı kazık sonucu hapishanede tanışır. Aydan amcanın soğuk St. Petersburg gecesinde hayatı bir anda mahvolmuş ömür boyu hapse mahkum olmuştur. Bu karşılama ile zaman kendini köstekli saatin yansımasıyla göstermeye başlar.

Her Şey Bizans İle Başladı. 

İstanbul'un surlarla çevrili hapishanesindeki bu bilge adam sayesinde ummayacağı bir hayatın kapıları açılırken geçmişin tozlu rafları yavaş yavaş kendini göstermeye başlar. 

Başlangıç olan İstanbul'dan Amerika'ya uzanan ince bir yol ile hayatlarının kesim noktası olan köstekli saat buluştuğunda Sermet Bey'in oğlu Ayberk'e geçmişin kapılarında bulanan sırrı açmak düşecektir. Peki bu sır nasıl çözümlenecek ?

Yazarın dilini çok beğendim. Sizi diyar diyar gezdirerek hayatın çıkmazlığına doğru sürüklerken bir anda kendinizi roman kahramanlarının yanında buluyorsunuz. Geçmişin sırlarını birer birer çözümlenmeye çalışırken kendinizi her şeyin başlangıcına doğru yolculuk yaparken buluyorsunuz.

Zaman Bizans oluyor. Köstekli saat kader oluyor bu yolculukta.

Kitabı severek okudum. Eğer hayatın çıkmazındaysanız size iyi gelecek bir roman sunuyorum sizlere. Keyifle okuyacağınıza eminim.

"Kader; ince bir çizgide tezahür eder. Kimi o çizgiyi aşarken, kimi o çizgide dosdoğru bir ömür yaşar..."

"Ömrü; olumlu yönde tüketecek kolaylıklar için nice fırsatlar çıkarır karşısına hayat biz insanların. O fırsatları fark etmek, kimini zengin eder.
Kimini mucit...
Hayatı anlamlandırdığınız kadar büyütürsünüz. Hayalleriniz, içinden çıkılmaz bir hal aldığında üretmeye geçtiniz demektir. 
Hayatı algıladığınız ölçüde parlatırsınız o değeri. İnandığınız kadar yüceltir, olgunlaştırır ve insanlığa hizmet için sunarsınız."

"Eğer bir yerlerde kendinizi yalnız hissediyorsanız, sığınacağınız en güvenli yer kitap sayfalarının arasıdır."