Zülfü Livaneli Mutluluk

13:47:00

Bu kitabın içerisinde üç ana karakter bulunuyor. Meryem, Cemal ve İrfan Kurudal. Hayatın hangi kesiminde olursanız olun çoğu insanın sorguladığı bir konudur yaşamak. İşte bu kitapta mutlulukla yaşamanın izlerini takip edeceğiz.

Meryem, amcası tarafından tecavüz edilen masum bir kızdır. Henüz 17 yaşında, hayatının en güzel yıllarını yaşayacakken onu izbe bir yere atarlar. Nedeni ise lekenmiş olması. Kadının günah olarak bilindiği bir yerde dünyaya gelmenin acısını yaşayan biri Meryem. 

"Coğrafya kaderdir." sözünü iliklerinize kadar hissedeceksiniz kitabın ilerleyen sayfalarında.

Cemal, Güneydoğu'da askerliğini yapmış, birçok çatışmanın, savaşın içinde yer almış biri. Askerliğinden sonra yaşadığı boşlukta ona verilen görevi yerine getirecek ve hayatına devam edecektir. Bu görev ise kuzeni kirlenmiş Meryem'i öldürerek aile şereflerini korumak. 

İrfan Kurudal, herkesin istediği bir hayata sahip. Zengin, üniversitede profesör, herkesin gitmek için uğraştığı her yere kolaylıkla gidebilen, başarılı, evli biri. Fakat gördüğü bir rüya onun hayatını etkileyecek ve ölüm korkusunu kendini aramanın peşinden Ege kıyılarına doğru bir yolculuğa çıkacak. 

Hayat bu üç insanı bir araya getirdiğinde yaşananları okumak beni etkiledi. Meryem ve Cemal karakterlerinin iyi bir şekilde anlatıldığını düşünüyorum. Ustalıkla, ilmik ilmik işlenmiş.

Yazarın gözlem yeteceğini kalemine aktarmasını seviyorum ben. 2000'lı yılların göç alan İstanbul'unu, Anadolu'nun bazı kesimlerindeki yaşanan vahşeti, dağlardaki çatışmaları, siyaset ve din unsurunu iki yönden ele alarak yansıttığı birçok karakteri okumak onları bir roman içinde bir arada sentezlemesi hayatın renklerinin bir göstergesi bana göre. 

Ege kıyılarında mitolojik bağlantı kurulmasını, geçmiş ve günümüz arasında bağlantı kurarak İrfan'ın kendini aramasını, yokluktan varlığın adım adım ilerleyişine şahit olacaksınız. 

Keyif alarak, sonunu merak ederek okudum bu kitabı. Eğer Livaneli'nin kalemi ile tanışmadıysanız bana göre mutlaka tanışmalısınız. 

"Herkes bilir ki insan düşlerine söz geçiremez."

"Referanslarını hayattan değil, kitaplardan alan herkes gibi Profesör'ü de kurmaca kişilikler, gerçek kişiliklerden daha çok ilgilendirir ve etkilerdi."

"Durumu olduğu gibi görüyor ve kendimi hayallerle ve yalanlarla avutmaya son vermeye çalışıyorum."

"İnsanoğlu, çevresindeki koşullara uyum göstererek hayatta kalma becerisine sahip bir bukalemundu."

"İnsanların" dedi, "toplumun kendilerine yüklediği bütün önyargıları ahmakça taşıdıkları bir deve dönemleri vardır, sonra aslan dönemi gelir, önyargılara karşı aslan gibi savaşırlar ama bir de bazılarının geçebildiği bir çocukluk aşaması vardır. En üst aşamadır bu. Hayata bir çocuk safiyetiyle bakmak ve oyun oynamak; her türlü etkiye açık hale gelmek. Yitirilen safiyeti tekrar bulmak. Bu yüzden oyun oynuyorum."

"Halkın salak olduğu bir ülkedeki demokrasi de diktatörlük ve seçimle gelen krallar demektir."

 "Eşek eşek gibi yaşamalı, kaplan kaplan gibi, yılan yılan gibi, insan da insan gibi. Ama insanoğlu kendisinde başka güçler vehmediyor. Değişmeye, başka bir şey olmaya, doğasını zorlamaya çalışıyor,  işte mutsuzluğun ve savaşların kaynağı bu. "



You Might Also Like

6 yorum

  1. Ben de bu yazıdan sonra bir tane Livaneli kitabı sipariş ettim. Livanelinin kalemiyle tanışmak için heyecanlıyım😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kalemini çok severim :) hangi kitabını sipariş ettin ?

      Sil
  2. Çok kısa bir göz atıp yeşillerin üzerine konan kitapları görsel açıdan estetik ve özgün buldum.

    YanıtlaSil
  3. Kitap cok hassas konulara parmak basiyor gibi. Cok agir ve carpici konulardan bahseden kitaplari okurken zorlaniyorum, agir geldikleri zamanlar oluyor. Fakat nr yazik ki gercek hayatta da yasanan seyler bunlar.. Livaneli nin kitaplari gercekten degerli. Listeye ekleyecegim. Cok tesekkurler.

    YanıtlaSil