Rıdvan Hepyüksel O Yoldan Kim Gelir?

14:21:00

Okuduğum kitapta sadece bir kişinin ismi yazılsa da aslında iki kişinin şiirlerinden oluşuyor bu kitap. Rıdvan Hepyüksel ve bu kitabın basılmasında emeği olan torunu Yunus Çetiner'in şiirlerine misafir oluyoruz. Bu yüzden iki şairin şiirlerini ayrı ayrı inceleyerek yazıya devam edeceğim.

Rıdvan Hepyüksel'ın şiirlerinde doğa ve aşk iç içe harmanlanarak okuyucuya sunuluyor. Yaşadıklarını kağıtlara aktararak bir nevi onları ölümsüzleştirmek istemiş. Şiirlerinde hissettiğim bir diğer duygu da şiirlerinde okuyucuya nasihatler vermesi oldu. Hayat tecrübelerini şiirlerinde okuyucuya hissettirerek onlara öğütler veriyor. Şiirler anlaşılır olduğu için okuyucuyu yoracağını sanmıyorum.

Yunus Çetiner'in şiirlerinde bir isyan duygusu hissettim. Yaşadıklarına veya yaşayamadıklarına karşı bir hüzün hissettim. Yakarış gibi geldi şiirleri. Dili anlaşılır olduğu için sizi yoracağını sanmıyorum. 

Eğer şiir okumayı seviyorsanız şiirlere bakabilirsiniz.

"Çiçeklerin Dilinden Büyük Aşkım

Şarkıların dilinde, gözlerinin renginde,
Rüyalar görüyorum, bir tek senin denginde
Ömürlük duyguların, sönmeyen ateşinde,
hayaller kuruyorum, cennet cennet gülüşlüm.

Kardelen çiçeği gibi hür ve ulaşılmaz,
Ihlamur kokuyorsun, gönlümde yerin dolmaz
Vuslatın menekşedir, kokun rüzgara sığmaz
Sitemler ediyorum, cennet cennet gülüşlüm.

Şiir ırmağında saçlarını okşuyorken,
Kelebekler raks eder seni düşünüyorken,
Ömür boyu sen bende, ben sende yaşıyorken,
Özlemle yanıyorum, cennet cennet gülüşlüm."

"İnce Fikir

İnce fikirliysen kaba insanlarla arkadaşlık yapma
Şayet o insanlar zengin de olsa paralarına tapma
Sıhhatini bozarlar onları hayatına sakın katma
Bu hususa sana kızarlarsa yüzlerine bile bakma."

"Yalnızız

Aslında hepimiz yalnızız
Her kelimesini ezbere bildiğimiz yalan sözcüklerle
Her kıvrımında somurtkanlık gizlediğimiz sahte gülüşlerle
Sarhoş olmayı bir halt sanırken,
Kendimize defalarca yenildiğimiz gecelerle
Annemizle, dostumuzla, eşimizle, kardeşimizle
Yüreğe nakış nakış işlediğimiz
Heybetli fakat bir o kadar korkak sevgilerle
Yalnızız...
Çok sevdiğimiz nankörlük mabedinin tahtında oturan kendimizle
İnsan istese de yalnız kalamaz denilen kalabalık şehirlerle
Yahut bir köy evinde, tarlalarla, bahçelerle
Lüks yahut elden düşme otomobillerle
Kaç artı bir olduğunun bir fakirin sokakta yattığı gecelerden
Daha önemli olduğunu düşündüğümüz evlerle
Yalnızız...
Ruhlarımızla
Mesai saatlerine satılmış bedenlerimizle
Umursamadığımız birkaç kıta ötede
Zulme uğrayan bir çocuğun gözyaşlarıyla
Aklımızla, fikrimizle
Bu dünyada bu dünya kadar yalnızız
Doğumda ve ölümde
Toprakta ve denizde
Onca insan varken çevremizde
Yahut hiç kimse yokken
Düşünemeyen birçok canlıdan daha çok
Merhametten, hoşgörüden daha az
Aklımızda dert edindiklerimizle
Kanmak istediğimiz her şeye rağmen
Ve hiçbir şeye
İnkar edilen tüm acılarla
Ve biriktirdiğimiz tüm anılarla
Tükettiğimiz vicdanlarımızla yalnızız."


You Might Also Like

0 yorum