Osho Next Time You Feel Lonely (Sonra Kendini Yalnız Hissedeceksin)

19:37:00

Kişisel Gelişim türünde kitaplar okudukça bu alanda yazılmış kitapları daha sık okumaya başladım. Bu seferki rotamı Osho'dan yana kullanmak istedim. Kitabı İngilizce okudum. Sanırım Türkçesi yok. (Ya da ben bulamadım.) 

Bu kitapta insanların yanlarında birilerini istemelerinin nedenlerini irdeleyip yalnızlığın kaçınılmaz olduğundan bahsediyor. Ölürken yanımızda birilerinin olmayacağını söyleyip önemli olanın kendimize dürüst olmamız gerektiğini dile getiriyor.

Yalnızlık karanlık ile eş anlamlı olarak kullanılsa da kendi yalnızlığının güzelliğini keşfetmenin önemini vurguluyor.

Karanlıkların içindeki ışığı bulabileceğimizi bunu kendimizin başaracığını anlatmak istiyor. Önemli olanın kendi kişisel ışığımız olduğunu dile getiriyor. 

Sorunlar karşısında bize yardım edecek kişinin sadece kendimiz olacağından başkalarının bize yardım edemeyeceğini anlatıyor. 

Şunu demek istiyor: Her insan yalnızdır. Yalnız dünyaya gelir ve bu dünyadan yalnız gider. 

“Bazı zamanlar, hiçbir neden yokken üzüntü ortaya çıkar ve bazen kendini mutlu hissedersin, bazen de coşkulu, kendinden geçmiş olursun. Bütün toplumsal ilişkilerden yoksun, tam bir konfor içinde izole edilmiş, her ihtiyacı karşılanan insan da senin ilişkilerinde yaşadığın tüm bu ruh hallerinden geçer. Bu demektir ki, bazı şeyler senin içinden geliyor ve sen bunları bir başkasına mal ediyorsun. Bu mantıklı bir açıklamadır. Kendini iyi hissedersin, kendini kötü hissedersin ve tüm bu duygular kendi bilinçsizliğinden, kendi geçmişinden gelir.

Senin dışında hiç kimse bunlardan sorumlu değildir. Hiç kimse seni öfkeli yapmaz ve hiç kimse seni mutlu yapamaz. Kendin mutlu olursun, kendin kızarsın ve kendin üzülürsün. Bunu anlamadığın sürece hep bir köle olarak kalacaksın.  “

Benim kitapta dikkatimi çeken durum ise karanlık, üzüntü, mutsuzluk gibi durumlardan nasıl baş edeceğimiz ile ilgili verdiği öğüt oldu.

"Sana ne olursa olsun -diyelim ki üzüntülüsün- sadece gözlerini kapat ve üzüntünü seyret. Seni götürdüğü yere git, daha derinlere in. Kısa bir süre sonra nedenine ulaşacaksın. Belki uzun bir yolculuk yapmak zorunda kalacaksın, çünkü bütün hayatın söz konusudur; ve sadece senin hayatın değil, birçok başka hayat söz konusudur. Kendi içinde canını acıtan birçok yara bulacaksın ve bu yaralar yüzünden kendini üzüntülü hissedersin. Onlar üzüntülüdür. Bu yaralar henüz kurumamıştır. Canlıdırlar. Kaynağına geri gitme, etkiden nedenine gitme yöntemi, onları iyileştirecektir. Nasıl mı iyileştirecektir? Neden mi iyileştirecektir?  
Ne zaman geriye gitsen, vazgeçtiğin ilk şey sorumluluğu başkalarına atmaktır, çünkü sorumluluğu başkalarına attığında dışarı çıkarsın. O zaman işlemin tamamı yanlıştır. Nedeni bir başkasında bulmaya çalışırsın: “Eşim neden bu kadar edepsi” diye örneğin. O zaman “neden” eşinin davranışlarına nüfuz etmeye devam eder. İlk adımı atlamışsındır ve işlemin tamamı yanlış olur.  
Neden mutsuzum? Neden öfkeliyim? -Gözlerini kapat ve derin bir meditasyona dal.   
Yere yat, gözlerini kapat, bedenini gevşet ve neden öfkeli olduğunu hisset.   
Eşini unut gitsin; bu sadece bir bahanedir- A, B, C, D ne olursa olsun, unut gitsin.   
Sadece kendi içinde daha derinlere in; öfkeye nüfuz et.   
Öfkeyi bir nehir gibi kullan; öfkenin içinde akacaksın ve öfken seni içeriye doğru götürecek.   
İçinde çok zor fark edilir yaralar bulacaksın.  

Eşin edepsiz görünüyordu, çünkü içinde zor fark edilen bir yaraya, canını acıtan bir şeye dokundun. Hep güzel olmadığını, yüzünün çirkin olduğunu düşünüyordun ve bu içinde bir yaraya neden oldu. Eşin edepsizse, sana hep yüzünü fark ettirecektir. “Git aynaya bak” diyecektir. İşte o zaman bir şeyler acımaya başlar. Eşini aldatmışsındır, o da sana sürekli hesap soracaktır, “Neden o kadınla o kadar çok güldün? Neden şu kadınla o kadar mutlu oturuyordun?” diye. Yine bir yaraya dokunulmuştur. Aldattın, suçlu hissediyorsun. Yara canlı.  Gözlerini kapat, öfkeni hisset, bütünüyle meydana gelmesine izin ver ki, ne olduğunu tamamen görebilesin. Sonra enerjinin yardımıyla geçmişe doğru git, çünkü öfken geçmişten gelir. Tabii ki gelecekten gelemez. Gelecek henüz gelmemiştir. Ayrıca şimdiki zamandan da gelmez.  

Karma’nın olaylara bakış açısı budur:  Gelecekten gelemez, çünkü gelecek henüz gerçekleşmemiştir. Şimdiki zamandan gelemez, çünkü henüz ne olduğunu bilemiyorsun. Şimdiki zamanı sadece uyanmış olanlar bilir. Sen sadece geçmişte yaşıyorsun, öyleyse geçmişinden bir yerlerden gelmek zorundadır. Yara hafızanda bir yerlerde olmalıdır. Geri git. Orada sadece bir tek yara değil, birkaç yara olabilir. Küçük, büyük yaralar. Daha derine git ve ilk yarayı bul; öfkenin asıl kaynağını. Denersen, bulabilirsin, çünkü oradadır. Bütün geçmişin oradadır. Tıpkı bir film rulosu gibidir, yuvarlanmış içeride bekliyordur. Ruloyu aç ve filmi seyretmeye başla. Prati-prasay işlemi budur. Kökteki nedene geri gitmek anlamına gelir. Ve bu işlemin güzelliği şudur: Bilinçli olarak geri gidebilirsen, bilinçli olarak bir yarayı hissedebilirsen, yara anında iyileşir.  

Neden mi iyileşir? Çünkü yara bilinçsizlik, bilinmezlik tarafından yaratılmıştır. Yara, inkarın, uykunun bir parçasıdır. Bilinçli olarak geri gider ve yaraya bakarsan, bilinç iyileştirici bir güç haline gelir. Geri gitmek, bilinçsiz olarak yaptığın şeylerin üzerine bilinçli olarak gitmek
anlamına gelir -Sadece bilincin ışığı iyileştirir. O iyileştirici bir güçtür. Bilinçli yapabildiğin her şey iyileştirilebilir ve artık acımayacaktır. Geriye giden insan, geçmişi serbest bırakır. O zaman geçmiş artık çalışmıyordur; geçmiş artık onu sıkıca tutamıyordur ve geçmiş bitmiştir. Geçmişin artık varlığında bir yeri yoktur. Ve geçmişin varlığında bir yeri kalmadıktan sonra, şimdiki zamanda yaşabilirsin, daha önce hiç olmadığı gibi. Yere ihtiyacın vardır; geçmiş içini o kadar çok doldurmuştur ki -tıpkı ölü şeylerden oluşan bir hurdalık gibi. Şimdiki zaman gidecek yer bulamamaktadır. Hurdalık, gelecek hakkında hayal kurmaya devam eder. Böylece hurdalığın yarısı artık olmayan şeylerle, yarısı da daha henüz olmamış şeylerle doludur. Ya şimdiki zaman? -Sadece kapının önünde bekler. Bu nedenle şimdiki zaman geçmişten geleceğe bir geçişten başka bir şey değildir, sadece anlık bir geçiştir.  " Osho

"Geçmişe giderek üzüntümüzü ortaya bilinçli olarak çıkarmak" felsefesiyle yaklaşıyor hayata ve bu bilincin yalnız olarak yapılacağına inanıyor. Ben kendime bir şeyler kattığına inanarak okudum. Mutlaka bakmalısınız.

"You can go on fighting with this darkness your whole life and you will not succeed. And just a small candle is enough to dispel it. You have to work for the light because it is positive, existential; it exists on it own. And once light comes, anything that was its absence automatically disappears."

"Loneliness is similar to darkness. You don’t know your aloneness. You have not experienced your aloneness and its beauty, its tremendous power, its strength. In the dictionaries, loneliness and aloneness are synonymous, but existence does not follow your dictionaries – and yet nobody has ever tried to make an existential dictionary which will not be contradictory to existence.
Loneliness is absence. Because you don’t know your aloneness, there is fear and you feel lonely, so you want to cling to something – to somebody, to some relationship – just to keep the illusion that you are not lonely. But you know you are, hence the pain."

"while you are in the relationship you can create a little illusion to forget your loneliness. But this is the problem: although you can forget your loneliness for a moment, just the next moment you suddenly become aware that the relationship or the friendship is nothing permanent."

“Friendship can be of two types. One is a friendship in which you are a beggar. You need something from the other to help you forget your loneliness, and the other is also a beggar, he wants the same from you. And naturally two beggars cannot help each other. Soon they will see that their begging to a beggar has doubled or multiplied the need. Instead of there being one beggar, now there are two. And if, unfortunately, they have children, then a whole company of beggars is asking and nobody has anything to give. So everybody is frustrated and angry, and everybody feels he is being cheated, deceived. In fact nobody is cheating and nobody is deceiving, because what have you got?
The other kind of friendship, the other kind of love, has a totally different quality. It is not of need, it is out of having too much, so you want to share. A new kind of joy has come into your being – that of sharing, which you were not even aware of before. You have always been begging. And when you share, there is no question of clinging. You flow with existence, you flow with life’s change, because it doesn’t matter with whom you share. It can be the same person for your whole life, or it can be different persons. It is not a contract, it is not a marriage. It is simply out of your fullness that you want to give, so whosoever happens to be near to you, you give it.”


You Might Also Like

2 yorum

  1. annemle Osho’yu çok severiz, biz sesli kitap olarak dinliyoruz içten gelen coşku ve mutluluk güzeldi ama bu kitabı sesli olarak yok sanırım, güzel bir tanıtım olmuş :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de ilk kitabım oldu :) sanırım sadece ingilizcesi var ben malesef türkçesini bulamadım beğenmenize sevindim teşekkür ederim :)

      Sil