Göksel Altınışık Kalbimiz Attıkça

19:14:00

Bu kitap, Göğüs hastalıkları uzmanı tarafından yazılan meslek yaşamı boyunca onu o yapan onun hayatını etkileyen hastaların anılarını hikayeleştirmiş halidir. 

"Hastalarımdan bazıları yıllar sonra bile aklımda kaldı. Bunun başlıca nedeni öyküleridir. Öğrencilerime, asistanlarıma, meslektaşlarıma bazen arkadaşlarıma onları anlatmış olmam belleğimde canlı kalmalarını sağlamış olabilir. Bu süre içinde dergi ya da gazete yazılarında, kimi zaman yalnızca arkadaşlarımla mektuplaşmalarımda yazıya döktüklerim de oldu.
Bu kitapta toplamayı uzun zamandır düşünüyordum. Ne zaman gerçekleştireceğimi merakla beklediğim, değerine yürekten inandığım bir tasarıydı bu...
sonra öyküler birden bire harekete geçtiler. Bana kendilerini yeniden yeniden anlattılar. "Zamanım yok" dememe aldırmadılar. Ne yapıp edip onları yazmamı sağladılar."

Bu yaşanmış hikayeler sayesinde aslında hayatın önemini yediden kavradım. Bu hayata bir kez gelindiğini ve yaşamamızı en güzel şekilde geçirmemiz gerektiğini, hayatın aslında ne olduğunu farklı gözlerle bakıp anlamama yardımcı oldu. 

Hikayeleri birbirinden ayırmak istemiyorum çünkü hepsi yaşanmış hikayeler. Her hikayeden her okuyucu kendinden bir parça bulacağına eminim. Bu parçaları birleştirerek kendi hayatının izini sürecektir. Hikayelerin gerçekten yaşanması onları daha da anlamlı kılıyor.

"Bu kitapta yer verdiğim gerçek yaşam öyküleri, benim yaşama ve hatta ölüme bakış açımı geliştirmemi, insanları anlamamı sağlamış olanlardı. Okuyanlarda da benim üzerimdeki etkiyi göstereceklerine inanıyorum. Öyle öyküler ki gerçeklikleri, yaşamın bir mesajı gibi... Almasını bilenler ve o anda hazır bulunuşları ile buna açık olanlar için bir armağan olacaklarını düşünüyorum."

Kitabın içinde sekiz tane yaşanmış öykü bulunmaktadır. İlkinin adı; "Boşluğu Kaplayan İzler". 18 yaşında ender görülen bir rahatsızlığı olan genç kız ile doktoru arasındaki bağı anlatıyor. İnsanların bir kişinin hayatına bile dokunabilmesi çok önemli. hastanın yazdığı şiirler onun hayatındaki yaşadıklarının bir özeti niteliğinde.

”Karşılaştığım herkesi bir gözlemin, bir öykünün, bir deneyimin, bir yaşantının parçası olarak görürüm.”

” Ne ben ne de bir başkası senden daha üstün olabilir. Hastalığın konusunda seninle karşılaştırılınca daha fazla bilgi sahibiyim; çünkü ben bunun eğitimini aldım. Ama eminim ki senin de benden iyi yaptığın çok şey vardır. Yaşamdan edindiğin bambaşka deneyimler, senin değerini oluşturur.”


”Yaşanacak bir gün dahi olsa, acıyla geçirdiğine değmez.”


"Koşmalıyım

Kuşlar gibi özgür olmalıyım
Koşamam biliyorum, ama yürüyebiliyorum

Yürümeyi seviyorum, insanlara imreniyorum

Gözleri üzerimde olduğunda
Onları kınıyorum, bazen kızıyorum

Onları anlayamıyorum

Onları anlamak için
Yürümeyi bırakıyorum

Bir gün koşacağım biliyorum

Sabırsızlıkla bekliyorum
Sabrımın sonunda
Koşma heyecanıyla coşacağım"

İkinci öykü; Kırmızı Yemeni. Hayata sıkı sıkı tutunan onun hayatını değiştiren kişilere kırmızı renginde hediyeler veren genç kızın hastalanması ile yaşadıklarını hayata bakışını okuyoruz.

"Kısıtlılıklara alışmak, onlarla barışık halde yaşamak kolay olmamalı. Ama bir yolunu bulmalısınız. Yaşam sürdüğüne göre ona anlam katmanın bir yolu bulunmalı."

"Hepsi bir an, yalnızca bir an... Söyleyebileceğimiz o sözü esirgediğimizde, belki söylemeye üşendiğimizde ilk domino taşı düşmüyor. Aslında hareketi tetikleyecek, yolu hazırlayacak olan o taş. Tek bir andan vazgeçiş gibi görünse de bazen bütün bir yaşamın anlamını çalıyor."

Üçüncü öykü, Yaşamın Anlamı. Akciğer kanseri olan hastası ile yaşadıklarını anlatır bu öyküsünde. Ali Kılıçaslan hayatının anlamı olarak gördüğü şeyleri ölmeden önce yapmaya çalışıyor. (Logoterapi) Bu sayede diğer hastalara da ışık tutmuş.

” Doğrular herkese göre değişiyor.”

"Halinize yanmayın, kendinize acımayın. Olmasa iyiydi ya madem başa geldi neler yapabilirim diye bakın."

Dördüncü öykü, Başarının Ardındaki Ders. Çok nadir görülen tedavisi bile zor olan bir hastalığın tedavisini sadece o doktora güvendiği için (doktor bu tedaviyi daha önce uygulamamış)  kendini ona emanet eden hastanın öyküsü. 

Beşinci öykü Bağışlamak. Yabancı uyruklu bir kadının hayattayken böbreğini bağışlamak istediği bir diğer yanda da ailesinin ilk başta veririm dediği daha sonra böbreklerini vermekten vazgeçtiği iki hayatın öyküsü. Organ bağışının ne kadar önemli olduğunu hepimizin anlaması umuduyla. 

"Yaşananlara sonradan bakınca, her olayın bir nedeni olduğunu fark ediyorum. Geriye doğru gidiyorum., ama her şeyin ilk ne ile başladığını bilmek kolay değil."

Altıncı öykü, Yansımalar. 

"Her olayda bunu bir yaşayan bir de yaşananların yansımaları oluyor. Yaşayan anlatırsa bilebiliriz, yansımalar için de ayna tutmak gerekir. İpuçlarından yola çıkıp bütün resmi tamamlamak ancak öyküleştirmekle olasıydı.”

Kanser tanısı konan hasta ve yakınlarının yansıması ile bu öyküyü yaşadıklarını okuyoruz.

Yedinci öykü Evimde Ölmek İstiyorum. Evinde ölmek isteyen ancak etik kurallara göre mi yoksa vicdanına göre mi karar vermesini okuyoruz. 

 "Bir yerlerde herkes önüne geleni yaşıyor. Kararlarını çeşitli dayanaklara göre veriyorlar. İnsan bazen yalnız olmadığını bilmek için, bazen akıl almak için diğer insanların yaşadıkları deneyimleri öğrenmeye gereksinim duyuyor. Bazen de yalnızca, yaşadıklarını anlatmak istiyor. Bütün çaba daha iyi hissetmek için. İlla ki bir yolu bulunuyor.”

Son öykü Kalbimiz Attıkça. Bir sabah işleri iptal edilen doktor, hastasının cerrahi ameliyatını izlemeye gider. O ameliyatta hastanın sol akciğeri alınır ama o boşlukta kalbi hep atar. Kalbimiz attıkça her şey mümkün.

"Birden kendimi şanslı hissettim. Bundan sonra başıma ne gelirse gelsin, kalbim atmaya devam ettikçe hepsinin üstesinden gelebileceğime inanarak rahat bir nefes aldım. "



You Might Also Like

0 yorum