Her bir kişinin en az bir kişinin hayatını etkilediği su götürmez bir gerçek. Bu etkiyi yazarın öykülerinin içerisinde bolca hissettim. Her bir hikayede bizi farklı karakterdeki insanlar karşılıyor. Bu kişilerin hayata bakış açılarını kendisine özgü bir dil ile aktarmış.
Kitabın içerisinde 24 tane öykü bulunuyor. Hepsinde yaşanmışlık izleri mevcut. Bazı karakterler ile pek bağ kuramasam da bazılarını anlamaya çalıştım.
Yazar kitabın önsözünde, bu hikayelerin hepsinin biriktiğini ve zaman geçtikçe birbirleriyle uyumlu olduğunu belirtmiş. Sanki hepsi bir araya gelmeyi beklemiş.
"Yer çekimini yenmenin tek yolu, zıpladıktan sonra tutunacak bir dal bulmaktır."
Öykülerin içerisinde beni heyecanlandıranlar ise bilindik bir sonu olmayanlardı. Bu öykülerin sonunun okuyucuya bırakılması çok hoşuma gitti. Sanki yaratacağım son benim elimdeymiş izlenimi verdi. Kimisinde acaba ne yaparsa veya yaparlarsa daha iyi olur diye düşündüm.
Kitapla ilgili yapabileceğim bir eleştiri ise redaksiyon kısmı. Bilgisayarlı dizgiyle yapıldığını belirtmiş bir yorumunda yazar. Bu dizgiden dolayı kelimelerdeki hecelerin ayrımını takip etmek beni yordu. Hatta bazı kelimeleri iki kere okudum anlayabilmek için. Umarım kitabın diğer baskılarında bu durum mevcut değildir.
Yazarın dili anlaşılır, sizi yormayan üslubu öykülerinde can bulmuş. Öykülerin kısa olduğunu söylemek isterim. Kimisi sayfadan oluşuyor kimisi de altı-yedi sayfadan. Bazı öykülerdeki karakterlerin yaşamlarını düşündüm. Çevremizde gördüğümüz insanlar... Kimisini fark edip yolumuza devam ettiğimiz, kimisini de konuşsa fark etmeyeceğimiz kişiler.
Öykü türünde kitaplar okumaktan ve yeni yazarlar ile tanışmaktan hoşlanıyorsanız bu esere şans verebilirsiniz.