Alper, ilk görüşte Sinem'e vuruluyor. Arkadaşı ile gittiği kafede ailesi ile birlikte vakit geçiren Sinem'e rastladığında hayatının eskisi gibi olmayacağını da anlıyor. İlk görüşte aşk hikayesi okuyacağımızı düşünürken yazar olayları başka bir noktaya taşıyor.

Alper'in babası tıpkı Alper gibi polis. O disiplini Alper'in yaşamına da empoze etmek istiyor. Bu empozenin örneklerinden birisi de ölen kardeşine verdiği sözden dolayı kızı İlknur ile oğlunu evlendirmek. Alper için İlknur kardeşten öte değil, ancak İlknur için aynı şeyi söylemek zor. Verilmiş bir sözün Alper'in hayatına etkisi ise tartışılamaz.

Kaderin cilvesi, ilk görüşte aşık olduğu Sinem ile yeniden karşılaştığında kalbine söz geçiremeyeceğini de anlıyor. Kalbi ve babası arasında kaldığı bu ilişkide en çok acı çeken ise Sinem olacaktır.

Alper karakterine başlarda da ısınamamıştım. Çünkü hayatının kendi elinde olduğunun farkında olmadan yaşaması biraz sinirlerime dokundu. İlerleyen sayfalarda yaptıklarını okuyunca kendisini silkmek istedim. 

Sinem ise aşk duygusunu en saf haliyle yaşamak isterken ancak Alper'in davranışları ve dış etkenler ile cebelleşmeye çalışıyor. Güçlü bir karakter olduğunu ilerleyen sayfalarda daha iyi anlayacaksınız.

Yazar aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını göstermek istiyor okuyucuya. İlk görüşte aşkın güzellikleri, gerçek hayatın gölgesinde yok olup olmadığını kişinin karakteri ile ilgili olduğunu da vurguluyor bana göre. Bunu özellikle Alper karakteri üzerinden görebilirsiniz. Ayrılık dönemlerinde yaptıkları da aslında geleceğin habercisi.

Sade bir dil ile yazılmış kitap. Okurken sizi yormayan hızlıca sayfaları çevireceğiniz bir eser. Kitapta okumaktan hoşlandığım bir diğer durum ise son sayfalarda Sinem karakterinin güçünü keşfetmesi oldu. 

Eğer bu tarzda kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız esere bir şans verebilirsiniz.