Editör yardımcılığını yaptığım Öfke kitabı ile karşınızdayım. Bir iddianın hayatlarını değiştireceğini bilseydi Oğuz, Merve ile bu iddiaya girmezdi. Onlar okulun bodrum katına inip kalorifer dairesindeki karanlık odanının  içindeki boruların üzerine elleriyle iz bıracaklardı. Fakat hiçbir şey umdukları gibi gitmedi..

Biri tarafından bodrum katına kilitlenip mahsur kaldıklarında ne yapacaklarını bilemezler. Tabi bu mahsur kaldıkları sürede orada Oğuz bir çocuk ceset bulur. Katil önceden öldürdüğü bir çocuğun cesedini okulun bodrum katına saklamış ancak Oğuz'un o cesedi bulması ile planı bozulmuştur. Tabi bu ceseti katil oraya nasıl ve neden koymuştur?

Oğuz'un akınla gelen bir fikir ile katili kandırıp bodrumdan dışarıya çıkarlar ancak katilin kimliği belirsizdir. Katil kimdir?

Bodrumda yaşanan olaydan sonra yaşanacaklar Oğuz'un öfkenin, bilinmezliğin, kaybetmenin, pişmanlığın insana neler yaptırdığının farkına varacaktır. 

Yaşanan olayları okurken katilin kim olduğunu merak ettim. Ancak kitabın sonu benim beklemediğim bir şekilde bitti. Belki bu sizin hoşunuza gidebilir fakat benim kafam karıştı. Bazı olayları okurken duygu karmaşası olduğunu sezdim. Belki yaşananların garipliğindendir, bilemiyorum.

Bir de karakterin yaşadıklarını 14 yaşında yaşadığını söylemek istiyorum. Bu bana biraz gerçekçilikten uzak geldi. Bu konuya dikkat ederek kitabı okumanızı isterim.

Oğuz'un geçmişte yaşanılanları anlatarak içindeki öfkeden ve pişmanlıktan kurtulmaya çalıştığını hissettim. Yazarak anlatacak ve rahatlayacaktı.

Eğer kitabı merak ettiyseniz bakabilirsiniz.

"Havada uçarken mutluluğu, yere düştüğünde acıyı hissetmeyi sağlaması sebebiyle salıncağı hep hayatın kendisine benzetmişimdir... "

"Yaşadıklarımızı her yönüyle hatırlamak gerekli çünkü hayatta iyinin değeri kötüyü görünce anlaşılıyor."