Bülent Özdemir Hiç Ve Her Şey

17:36:00

Hayat da tezatlıklar dünyası değil midir? Zıtlıkların uyumu ile Dünya yaratılmış.Şiirlerde ölüm ve hayatın iç içe geçtiği bu kitapta da tezatlığın ahenkini hissediyoruz.


Dünya'da yaşam ve ölümün iç içe olması belki de insanlığın bir parçası. Ölüm dediğime bakmayın çünkü ölümden sonraki yaşamdan da bahsediliyor bu şiirlerde. Ölümden sonraki yaşamı düşünmek ise bende ilahi esintilerin yayılmasına sebep oluyor. Zaten kitaptaki şiirlerde de bu esintiyi fazlasıyla hissediyorsunuz.

Şiirlerde en çok hissettiğim şey Dünya'nın altı günde yaratılmasına dair mısralar, Tanrı'ya olan sevgi ve Şeytan'ın insanları kışkırtma çabaları. 

"Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir. (Araf 54)” 

Ben de biraz araştırma yaptım. Altı günde yaratılma olayı ile ilgili bazı sonuçlar buldum:

"Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın fiilleri için kullanılan yevm (gün) kavramını yirmi dört saatlik zaman süresi şeklinde anlamamak gerekir. Nitekim başka âyetlerde O’nun fiilleri hakkında yevm kelimesi “an” mânasında kullanıldığı gibi (Rahmân 55/29), Allah’ın katındaki bir günün insanların hesaplarına göre 1000 yıl tuttuğu da ifade edilmiştir (Hac 22/47; Secde 32/5; ayrıca bk. Meâric 70/4).
Her ne kadar âyetteki altı günü, dünya günüyle altı gün diye anlayanlar olmuşsa da, gökler ve yer yaratılmadan önce günden söz edilemeyeceği için, bilhassa bazı çağdaş tefsirlerde –kâinatın yaratılışıyla ilgili yeni teoriler dikkate alınarak– bu altı günü, her birinin ne kadar süre devam ettiğini ancak Allah’ın bildiği “altı devir” diye anlamanın daha münasip olduğu belirtilir. Esasen an, nokta gibi boyutsuz bir zamandır; aynı şekilde sonsuzluk da boyutsuzdur. Böylece sonsuz varlık için an da sonsuzluk da birdir. Buna göre sonlu ve sınırlı varlıklar için düşünebildiğimiz boyutlu ve sınırlı zaman dilimlerini Allah ve O’nun fiilleri hakkında düşünmemiz mümkün değildir. Bu sebeple yaratıcı-yaratılan ilişkisinin söz konusu olduğu konumlarda zaman kavramlarını daima yaratılan açısından dikkate almak gerekir.""
Şiirlerinde dikkat ettiğim bir diğer nokta ise İnsanların topraktan yaratılığına dair sözleri oldu. Çamur, toprak gibi imgeleri yaratılış ile birleştirerek bunu şiirlerine aktarmış. 
Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem'in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hâline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..." (Mü'minun, 23/12-14).
Benim şiirlerde en çok sevdiğim kısım ise Dünya'nın şu andaki durumunu eleştirmesi oldu. Savaşın eleştirildiği çocukların çocukluğunu yaşayamadığını anlattıldığı kısımlar beni okurken etkiledi. Savaşın belki de en çok çocukları etkilediğinin en büyük kanıtı.
"HEEEY DÜNYA
Kan kan olmaktan 

Her tarafı aynalı bu sokakta 
Sır oluyor kan 
Sağ oluyor kan 
Sol oluyor 
Bir avuç tuz oluyor 
Ayna aynaya çarpıyor kırılmadan 
Göz göze değiyor 
Çelik çeliğe 
Bir hilal sakinliği uzayan
Çivit kokulu bir çarşaf düşerken balkondan 
Seyredilen beyaz perde 
Çocuklar sallanıyor 
Salıncak ipiyle yapılan sapanlar
Uçurtma ipiyle
Heeey dünya! 
Bütün uçurtmalar tellerde 
Bu sokakta çocuk oluyor kan"

Eğer sade bir dili olan şiirlerden ve ilahi esintilerin olduğu şiirlerden hoşlanıyorsanız kitabı tavsiye ederim.
“Ekmek Parası
....
Sesin gölgesinden geçmiş
Öyle bir yere asmış ki kendini
Şarkıların acımasız, kalemini kıran
Ya da gecedir gizlediklerimizi açan
Aslında, kaybolmuş bir çocuk gibi ağlamaktasın”
"TEREDDÜT
İnkar edemeyeceğim kadar insanım                                                                                                                       Ve toprağın kabul edeceği kadar çamurlu"
"HEP İSTEDİ İNSAN
O kadar küçük ki saklambaç bile oynanmıyor Keşke biraz daha büyük olsaydı dünya Altı günde inşa edilen evimizde Bir duvarımız yıkılıyor her gün Duvarların altında saklanıp yaşadık Altı kişi Çocukları saymazsak altı Kadınları saymazsak altı Kendimizi saymadan yine altı kişi’’

You Might Also Like

0 yorum