Mercy Kilpatrick ile polisiye dolu bir yolculuk yapmaya hazır mısınız? Eğer hazırsanız sizi yazımın devamına alayım.

Mercy, 18 yaşında ayrıldığı kasabasına FBI'nın ona verdiği görev nedeniyle tekrardan geri döndüğünde onu bekleyen sırlardan, olaylardan habersizdir. Bu sırlar kendisinin hayatını da etkiyeceğini bildiği için ne yapacağını bilemez. Bir de açığa çıkarması gereken bir çok cinayet vardır. Ancak bu cinayetler onun geçmişindeki perdeyi de sökecektir.

İşlenen cinayetleri araştırırken geçmişte olan cinayetler ile bağlantı kurduğunda ne yapacağını bilemez hale gelmiştir. Fakat o güçlü bir kadındır ve ne yapacağını bilmektedir.

İlk başta şunu söylemem lazım bu tarz romanlarda güçlü baş karakterlerden hoşlanırım. Bu tarz kitapları okurken dikkat ettiğim bir husus bu. Bu yüzden Mercy'i anlamam daha da kolaylaşmış oldu. Güçlü karakterler okumayı seviyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz.

Ayrıca kitap, Mercy Kilpactrick serisinin ilk kitabı. İkinci kitabı daha heyecanlı olacakmış. Salon Yayınları çeviriyi yaptığını hesaplarında bildirmişti. Heyecanla bekliyorum.

Kitabı okurken katilin kim olduğunu buldum ancak sonunu tahmin edemedim. İşte yazar beni yaptığı son ile kalbimden vurdu. Sizi ters köşe edecek kitaplardan biri bana göre.

Kitapta dikkatimi çeken bir konuda kıyamet hazırlıkçığı oldu. Amerika nüfusunun %2 si kıyamet gününe hazırlanıyormuş. Bunun anlamı kıyamet olduğunda kendi yiyeceklerini ürettikleri için ve ya kendi elektriklerini sağladıkları vb. diğer yaşam için gerekli şeyleri sağlayarak daha doğrusu depolayarak yaşamlarını sürdürmeleri. Bunu da çocuklarına aşılayarak yaşıyorlarmış. İşte Mercy böyle bir ortamda büyümüş. Mercy karakterinin oluşmasında büyük bir etken oluşturmuş.

Polisiye kitaplarından hoşlanıyorsanız bu kitabı tavsiye ederim.

"Mizah, basit bir başa çıkma yoluydu ve polisler bunu sıkça kullanırlardı. Saygısızlık değildi. Sadece dedektiflerin, kalplerini, insanlığın karalık tarafından kaynaklanan korkunç görüntülerden koruma çabasıydı."

"Başka bir insana böyle kötülükler yapan insanların zihniyetini anlayamıyordu. Özellikle, bir zamanlar sevdiği kadına.."

"Kötü insanlar her yerde var," demişti. "küçük kasabalar, büyük şehirler, Afrika köyleri... Bundan kaçamazsın."

"Ama her zaman bir ertesi gece vardı."

"Gerçeklerden vazgeçme. Bütün gerçekleri söylemek de gerekmez!"

"Bilmen gereken şey, güçlü bir insan olduğun ve bir başkasına zarar vermediğin sürece, canın ne isterse onu yapabileceğin, seni mutsuz eden şeyleri değiştirebilirsin."