Silvan Alpoğuz "babam, krizler ve sen"
19:26:00Mizahı hayatın içine işlenmiş bir eser ile karşınızdayım. Babam, krizler ve sen adı gibi üç ana başlıktan oluşuyor. Çok zeki olan ancak hayatın attığı tokat ile İstanbul'un fakir denilen kesiminde yaşayan karakterimiz lise sınavını kazanarak özel bir liseden burs almıştır.
Bu burs sayesinde babası onunla gurur duymaktadır ve o da okula gidip gelerek hayatını sürdürmektedir. Tabi okulda bazı sorunlar oluyordur ancak babasının ona olan güveni ve sevgisi asla bitmez.
2000'lerin başında başlayan kriz herkesi etkilediği gibi kahramanımızın ailesini de etkilemiştir.
"Türkiye’de 1990-2001 yılları arasında yaşanan krizlerin temelinde finansal gerekçeler olduğu kabul edilse de; özünde krizlerin temelinde daha çok yapısal sorunların olduğunun kabul edilmesi daha gerçekçi olacaktır.
Söz konusu yapısal sorunlara göz attığımızda şu gerçekleri ifade etmek gerekmektedir. Türkiye’de hane halkı ve üretici kesiminin tasarruf eğilimi ve tasarruf olanaklarının düşük olması sürekli dış finansman yani dış tasarruflara ihtiyaç duyulmasına sebep olmuştur. Dış tasarruflarında Türkiye’ye gelmesi için bazı şartlar oluşturulmuş ve söz konusu şartlar bazı maliyetlere sebep olmuştur. Ayrıca yurt dışından gelen kaynakların genelde yatırım niteliğinden çok kısa vadeli amaçlar doğrultusunda gelmesi yapısal makro ekonomik sorunların daha da derinleşmesine neden olmuştur. Diğer taraftan ilgili dönemlerde ekonomik aktör olma açısından özel sektörün yeterince büyümemiş ve derinleşmemiş olması kamu kesiminin ekonomide ana oyuncu (istihdam oluşturma, yatırım, transfer harcamaları vs…) olmasına neden olmuş ve söz konusu durum kamu maliyesine kronik yük (bütçe açığı, yatırım vs…) getirmiştir. Ayrıca IMF tarafından verilen yanlış reçeteler söz konusu yükün daha da ağırlaşmasına sebep olmuştur."
Kriz döneminde bile babasının onun için her şeyi yapacağını bilir. Babası onun sırtını yaslayacağı bir dayanaktır. Bu dayanak onu krizlerden koruyacaktır.
Zaten okula da isteksiz gitmektedir. Zengin- fakir eşitsizliği onu her geçen gün çıldırtmaya başlamıştır. Ancak okula gitmesinin nedeni de hayatının aşkı ile aynı okula gitmesidir.
Silvan Alpoğuz senaristlik yeteneklerini romanında da göstererek mizahı hayattaki olaylar ile birleştirmiştir. okurken bir yandan üzüldüğünüz bir yandan bıyık altından güldüğünüz üstüne de hayata sövdüğünüz bir kitap yazmış. Şunu da belirtmem lazım kitapta argo kelimeler bulunuyor.
Eğer mizah ve ters- köşenin bir araya geldiği kitaplardan hoşlanıyorsanız size tavsiye edebilirim.
"”İnsanlar para içinde yüzse de yüzleri gülmeyince gülmüyordu demek.”
”Kaybetmekten korkma oğlum!”
”Kaybetmek iyi bir öğretmendir oğlum, bunu unutma. Kaybetmekten korkma çünkü her zaman galip gelemezsin. Sen doğru bildiğini yap, kazananı ve kaybedeni insan belirleyemez. Öyle olmuş olsa insan hiçbir sevdiğini toprağa verir mi? »
”Uzaktan sevmek kıyıya paralel yol aldığında dahi derinliği korkutucu şekilde artabilen bir açık denizdir ve gizli kahramanın hayatta kalması su üstüne belli aralıklarla yerleştirilen çakarlara bağlıdır.”
”Yazı çıplak baba! Ben bunu fark ettim. Seçtiğin kelimeler bile senden işaret taşıyor.”
"Günün biri ne kadar umut vaat eden bir tabir değil mi?
Günün birinde olacakları bekliyor herkes.
Günün biri, bir belirsizlikten çok bir kararlılık ifadesi...
Seni ilk gördüğüm gün ne çok istedim, günün birinde yanımda olabilmeni...”
0 yorum