Mata Hari, sadece özgür olmak istiyordu. Ancak yanlış zamanda doğmuş bir kadının cesur hamleleri onun casusluk ile suçlanmasına neden oldu.
Casusluk, özellikle savaş yıllarında, ülkelerin stratejilerini nasıl yapması gerektiğine yön veren mesleklerden birisi. Buradaki en büyük mesele ise casusluk yapan kişilerin yakalanmamasıdır. Yakalandıkları an artık tek başlarına olduklarını soğuk bir rüzgar gibi hissederler. Fakat Mata Hari sadece özgürce kendi istediği gibi yaşamak istiyordu.
"Devlet sırlarının peşindeki kişileri parmağımda oynatabileceğimi sandım; Almanların, Fransızların, İngilizlerin, İspanyolların bana karşı koyamayacaklarını zannettim, oysa onlar beni parmaklarında oynattılar. İşlediğim suçlardan sıyrılmayı becerdim ama bu suçlardan en büyüğü erkek egemenliğindeki bir dünyada özgür ve bağımsız bir kadın olmaktı."
Asıl ismi Margaretha Zelle olan Mata Hari'nin hayatını değiştiren ilk olay 16 yaşındayken okul müdürünün kendisi ile zorla birlikte olmasıdır. Korkusundan ne yapacağını bilemez bir halde kimseye anlatamamış durumu. Daha sonra başka kızların da kendisi ile aynı durumu yaşadığını öğrendiğinde okul müdürü çoktan emekli olmuştur. Adaletin erkek egemenliğine dayalı terazisi ile ilk o zamanlar göz göze geldi. Sevmediği Hollanda topraklarından kaçmak için bir subay ile evlenip Endonezya'ya geldiğinde aslında yağmurken kaçarken doluya tutulduğunu çok sonraları fark edecekti.Subay kocasının bakire olmadığını öğrendikten sonra kendisinden istedikleri ise okurken kanımı dondurdu.
Hayatının yönünü değiştiren o gün, izlediği Doğu dansının kendisine yarattığı etkinin büyüklüğü ile bir kadının aşkı yüzünden intihar etmesi kendisini bulmasına yardımcı oldu. İşte bu aydınlanma ile Paris'in büyülü atmosferinde Doğu'nun egzotik dansını yapan ünlü Mata Hari'ye dönüşüyor. Ünlü olmak ve özgürce yaşamak...
Yaptığı dans yüzünden ona hayran olanlar ve onu kıskananların arasından cesur adımlarla yürüyor Mata Hari yıllar boyunca. Yaşlanmaya başladığını fark ettiğinde ise ismi çoktan başka şekillerde dile getiriliyor. Dansı bırakmayı istemese de zamanı durduramayacağının farkında. Bu zamanlarda kendisinden Berlin'de dans etmesini isteyen Franz karşısına çıkıyor. Almanya'ya gidişi ve Fransa'ya olan aşkının galip gelip oraya dönmek istemesi casusluk suçlamalarının kapısını çoktan açıyor.
Bu suçlama nedeniyle yargılanırken ünlü olduğu dönemdeki aşıkları, dostlarının onun için hiçbir şey yapmamasını okurken iyi gün ve kötü gün olgusunu düşüneceksiniz.
Avukatı ile Mata Hari'nin mektuplarından kurguladığı bu eserinde kendisine has kullandığı dili ile okuyucuyu düşündürmeyi başarmış Paulo Coelho. Özgürlüğü için yaptığı eylemlerin casusluk suçu ile sonuçlanması, savaş dönemi insan psikolojisi, erkek egemenliği ve aşk üzerine derin bir kurgusal biyografi bana göre.
"Keseyle ne yapacağımı sordum anneme.
"İçinde lale tohumları var, ülkemizin sembolüdür. Ama daha önemlisi, sana verecekleri bir ders var; onlar, görünüşte başka çiçeklerden ayırt edemediğin anlarda bile hep lale kalacaklar. Ne kadar isteseler de güllere veya ayçiçeklerine dönüşemeyecekler. Kendi varlıklarını inkar etmek istedikleri takdirde hayata küskün ölecekler.""
Eğer bu türde okuma yapmaktan hoşlanıyorsanız Mata Hari'nin cesurca attığı adımları ve özgürlüğü için mücadelesini severek okuyacağınızı düşünüyorum.