Osamu Dazai'nin melankolik kalemini derinlemesine hissedeceğiniz bir eser İnsanlığımı Yitirirken. Japon Edebiyatı'nda önemli bir tür olan "ben roman" anlayışının sayfaların arasından göz kırptığı bu roman, yazarın/anlatıcının itiraflarından oluşmaktadır. Hayatın gidişatı ve birçok yönde yaşanan ilişkilerin anlatıcı açısından sorgulanarak bir iç döküşün temellerini barındıran yarı-otobiyografik romanda okuyucuyu "gerçek" ile "kurgunun" harmanlanması karşılıyor.
Küçüklüğünden beri diğer insanlardan farklı olduğunu düşünen ana karakter Oba Yozo gerçekliğini soytarılık ile saklamaya çalışır. İnsanları güldürerek içindeki mutsuzluğu gizler. Böylelikle kimseye içindekileri göstermez. Çünkü farklı olma düşüncesi onu hep korkutmuş ve herkes gibi olamadığı için insanlara karşı güveni küçük yaşta zedelenmeye başlamıştır.
"Mutluluk fikrimin diğer herkes mutluluk fikri ile tamamen çelişmesinden korkuyorum. Bu korku beni tüketiyor bazen geceleri kıvranmama, acı içinde inlememe, deliliğin eşiğine gelmeme neden oluyor. Mutlu muyum? Aslında küçüklüğümden beri insanlar sürekli şanslı biri olduğumu söylüyor ama bana sorarsanız cehennemde gibi hissediyorum, bana şanslı olduğumu söyleyenlerse benimkiyle kıyaslanamayacak ve ölçülemeyecek kadar mutlu görünüyorlar."
Herkesten farklı olma durumunu büyüdüğü dönemlerde de gizler. Toplumun dayatılan kurallarına alışamaması, sahte ilişkiler ve aradığı şeyin ne olduğunu bilmeden geçen yılların acısını yazdığı sayfalara akıtıyor ana karakter. Yozo'nun denediği intihar girişimleri, kadınlarla olan ilişkisi, duygu değişkenliği ve bağımlılıkları Dazai'nin hayatından alınan bazı parçalar gibi. Birçok eleştirmen ve okuyucuya göre İnsanlığımı Yitirirken, "ben roman" türünün ana hatlarını taşımasının ana noktası Yozo'nun günlüğündeki itiraflar. Dazai bu eseri son intiharından önce kaleme aldığı için de bazı eleştirmenlere göre bu roman bir nevi intihar mektubudur. Bu eserin belki de ana noktası okunan her bir sayfada Yozo ve Dazai soytarılıktan sıyrılıp ayrı birer karakter olarak ortaya çıkmaları bana göre.
"Benimle alay edenler bile, çevrelerindeki kimseye güvenmemelerine ve onlar tarafından güvenilmemelerine rağmen akıllarına Yehova'yı ya da herhangi bir ilahı hiç getirmeden hayatlarını mutlu mesut yaşamıyorlar mı?"
Bireysel ve toplumsal düzene karşı düşüncelerini dile getirirken Dazai aynı zamanda insan duygularının anlamsızlığına da dem vuruyor. Dem vuruşun içerisinde insan ve din çatışmasına yer veriyor. Sayfaların içerisindeki sorgulayıcı depresif ruh hali her an Yozo'nun yanı başında beliriyor.
"Toplum dediği tam olarak neydi? İnsanın çoğulu mu? Toplum denen şey tam olarak nerede bulunuyordu? Tüm hayatımı toplumdan korkarak, onu güçlü, ürkütücü ve korkutucu bir şey olarak hayal ederek yaşamıştım. Ama Horiki konuşurken birden anladım: ' Toplum dediğin şey sen değil misin?'"
Yazarın yaşamı boyunca hissettiği ruh durumunu anlamak, psikolojik ve sosyolojik öğelerin yer aldığı bu "ben roman" türünde yazılmış eser ilginizi çektiyse mutlaka okumanızı isterim.