Eric- Emmanuel Schmitt Bayan Ming'in Hiç Olmayan On Çocuğu
16:43:00
Kısa ama sayfaların arasındaki derinliğin okuyucuya selam verdiği bir eser. Gerçeklik ve kurmacanın bütünleşmesi de denilebilir. Yalan olduğu bilinse bile bazı şeyler doğruymuş gibi gelir insana. Tıpkı Bayan Ming'in on çocuğu olması gibi...
"Hakikat, bizim en fazla hoşumuza giden yalanın ta kendisidir,"
Yaptığı işten dolayı sürekli seyahat halinde olan anlatıcının iş toplantılarında kullandığı yöntemlerden birisi de tuvalete giderek toplantı yaptığı kişileri gergin bekleyişin içerisinde bırakmak. İşte bu iş seyahatlerinden birisi de Çin'in Yunhai kasabasıdır. Bu kasabada bulunan Grand Hotel'in tuvalet bekçiliğini yapan Bayan Ming ile işte bu toplantı kaçamaklarında karşılaşmıştır. Bayan Ming'in kendisine has dünya görüşü de onu ilginç bir çalışan yapar. Çünkü Bayan Ming'in birbirinden farklı hikayesi olan on çocuğu vardır. Ancak Çin Hükümeti tek çocuk yasasına göre Bayan Ming'in on çocuğunun olması mümkün değildir.
"Başkalarından ayrı gösteren imgelemdir; sıradanlıktan, tekrardan, birörneklikten söküp alan, kurtaran imgelemdir. Oyuncakların kaderinde insanların kaderini görüyordum; Hikâyeler uydurarak ve bağlar kurarak özgünleri yaratan yalnızca imgelemdi; imgelem olmasaydı birbirimize yakın, fazlasıyla yakın, benzeş, gerçegin sepetleri içinde üst üste yığın olurduk. "
Anlatıcının Bayan Ming'in on çocuğunun olmadığını bilmesine rağmen fırsatını bulduğu her an onun yanına gelerek çocuklarının öykülerini dinler. Bu öykülerde gözlem gücünün sınırsızlığı okuyucuyu yüzüne vurmuş yazar. Her bir çocuğun öyküsünde ders niteliğindeki anlamlar yaşanmışlığın ekşi ama tadının hemen yok olmayan bir gerçeğin kendisidir.
"İnsanlar neden hakikati kaldıramaz? Birincisi, çünkü hakikat onları hayal kırıklığına uğratır. İkincisi, çünkü hakikat genelde çıkardan yoksundur. Üçüncüsü, çünkü hakikatin asla dogru gõrünümü yoktur - yalanların çogu çok daha iyi hazırlanmıştır. Dõrdüncüsü, çünkü hakikat yaralar."
Bu hikayeleri dinlerken anlatıcının da kendi anlam arayışına tanıklık ediyor okuyucu. Konfüçyüs ve Mao'nun yol göstericiliği ile ayakta duran Bayan Ming'i bir Fransız'ın gözünden tanımak ve onun hayata olan bakışını -gerçekliğin sivriliğinde kurtulmak için hayal gücüne kaçmanın derin sessizliğini- okuyucunun kendi hayatında yaptığı eylemleri de düşündürecektir.
Eğer bu türde kısa ama sizi düşündürecek kısa eserlerden hoşlanıyorsanız bu kitabı inceleyebilirsiniz.
0 yorum