Aslı Tohumcu Cevizin Şarkısı

19:00:00


Kısa ama sayfaların içerisinde boğazınızı düğüm düğüm edecek yaşanmışlıkların kaleme alındığı bir roman. Anlatıma fantastik unsurlar serpiştirilse bile aile kavramının derinden sarsacak gerçeklik olgusu buram buram mevcut. Bu durum daha romanın ilk cümlesinden kendisini belli ediyor. 
"Bir ev yanarken yanan sadece beton, demir ya da ahşap mıdır?"
Gerçekte bir kişinin içinin yanması ile gerçek bir şeyin yanması arasındaki o ince çizginin üzerinde yürürken işlenen bir cinayetin arka planına çağırıyor yazar okuyucusunu. 

Suzan; kızları Elif, Ayşegül, Cemile ve torunu Sezen tarafından öldürülür. Bu cinayetin altında yatan unsur ise geçmişin o kirli elinden kurtulup tıpkı ceviz ağacının köklenmesi gibi yeniden güçlü olma istediği yatıyor. Çünkü geçmiş hatırlanmak istenmeyen derin bir çukur geride kalan kadınlar için. 
Bu cinayet ise ilerideki sayfalarda olacakların kısa bir fragmanı... Geçmiş ve şimdinin sentezlenerek aktarılması ile masum olma ve sesini çıkarma eylemlerinin tıpkı kopacak bir ip gibi sallanmasına şahit olacak okuyucuyu. Ceviz ağacının ağıtını hissederken ailede yaşanan ensest ilişkilerin tıpkı geyiğin boynuzunun vücutlarında batması gibi irkilenilecek her bir sayfada. 

Yazarın olayların geçtiği yeri köy olarak belirlemesi, din ve toplum üzerinden yaşananların ya üstünün örtülmesi ya da söylenmemesi bu romanın ana unsurunu daha da öne çıkarmış. Aynı zamanda yazar ağdalı dil ile kaleme aldığı bu eserde ceviz, ağaç ve geyik gibi mitolojik öğeleri de kullanması aktarılan konunun daha da pekişmesine olanak tanımış. Tıpkı ceviz ağacının mitolojide de yaşam döngüsünü ve ruhun ölümsüzlüğünü temsil etmesi gibi ailedeki kadınların da ruhlarının ölümsüzlüğe kavuşmak için yaptıkları eylemlere tanık olunacak. Geyikte ise boynuzlarındaki kutsallığı gösterirken kendi dokunulmazlığını ilan etmek için savaşmanın gücünü romanındaki kadınlar üzerinden gösterilmek istenmiş.

Bana göre her kadının düşünerek okuması gereken bir eser.

You Might Also Like

0 yorum