Agatha Christie On Küçük Zenci (On Kişiydiler)
23:30:00Agatha Christie'nin akıcı ve insanı romanın gizemli dünyasına doğru sürükleyen kalemi ile ıssız bir adaya davet edilen on kişinin yaşayacaklarına şahit olacaksınız. Bir araya gelebileceği asla düşünülmeyen bu on kişinin aslında ortak bir özelliği vardır: Kimsenin bilmesini istemedikleri ve duyulmasın diye üstünü kapattıkları sırları...
Ancak tam olarak toprağın altına saklanamayanların gün yüzüne çıkmak gibi bir huyu vardır, tıpkı on ana karakterimizin geçmişi gibi..
Issız adaya davet edilen bu on kişiyi bekleyen ilk sürpriz ise ev sahibinin evde olmamasıdır, kendilerine davet eden kişinin onları karşılamaması ilk başta şaşırtsa da gerçekler herkesin duyması için ortalığa döküldüğünde işin yüzü çoktan değişmiştir.
Saklananların öğrenilmesi ve daha sonrasında gelişen olaylara şahit olurken adanın sessizliği içerisinde kimisi de buraya gelmenin pişmanlığını ruhlarında hissetmeye başlamışlardı.
"İnsan bazen her şeyi düşünmeden kabul ediyor,"
On Küçük Zenci veya On Küçük Asker şiirindeki gibi hepsini bekleyen son ölümdü. Fakat bu ıssız adada onlardan başka kimsenin olmaması ise katilin içlerinden birisi olduğunu açıkça belli ediyordu. Agatha Christie olayların gidişatını yavaş bir tempo ile aktarırken on kişiden geriye kalanlar azaldıkça bilmecenin yerleri oturuyormuş gibi hissedeceksiniz, fakat bilmecenin kendisi sayfanın sonlarına doğru bambaşka bir sürprizin peşinde...
Yazarın özellikle on farklı karakteri ıssız bir adaya götürmesi, yaşanan olaylara karşı her birisinin farklı iç dünyalarını yansıtması eserin sürükleyici olmasına olanak tanımış. Aynı zamanda bu iç dünyayı yansıtırken onların psikolojik olarak derinlemesine ele alması okur zevkini artıracaktır. Şiir üzerinden cinayetlerin planlanması olay örgüsünün ilmek ilmek düşünüldüğünün bir kanıtı niteliğinde.
Adalet, suç ve insan psikolojisinin polisiye ile harmanlanması diyebilirim bu eser için. Türü sevenlerin mutlaka okuması gereken bir eser.
0 yorum