Hasan Karataş Düş Yolculuğu
22:34:00Suyun, Rüzgar'ın, Ateş'in ve Toprak'ın sözleri ile hayatın anlamını düşüneceğiniz bir yolculuk var bu eserde. Onlar konuştukça hayatın anlamını sorgulayacaksınız. Bazen atılan küçük bir adımın bile yolun şeklini etkileyeceğini fark edeceksiniz. Yol ve düş kurmanın yaşamın kendisi için ne kadar kutsal olduğuna Su'yun denizdeki konforlu hayatında çıkmaya karar vermesi ile başlayan yolculuk serüveni ile göstermek istemiş yazar.
Verdiği karar sonucunda Rüzgar'ın kendisini yolculuğa çıkarmasını bekleyen Su, yola çıkmadan önce kendisine söylenen sözleri dinleseydi yolculukta deneyimleyeceği onca duyguyu denizdeyken hissedebilecek miydi?
Su için Rüzgar özgürdü. Kendisi denizdeki hayatında refah içinde yaşasa da rüzgar gibi her yere gidemeyeceğini düşünürdü, taa ki Rüzgar ile konuşana kadar...
Rüzgar ve Su'nun tanık olduğu insan hayatlarını derin bir anlatım ile sunmuş yazar. Her insanın yaşadıklarının ve olaylara verdikleri tepkilerin farklı olduğunu da göstermek istemiş. Özellikle Su'nun bazı durumlara ilk kez şahit olurken düşüncelerini incelikle aktarmış.
Eserde aynı zamanda Su'nun kendi deneyimleri sonucunda oluşan duygu yoğunluğunu da irdelemiş yazar. Özellikle aşk için "Gül"'ü seçmesini Divan Edebiyat'ındaki "Gül ile Bülbül'ün" hikayesine gönderme yaparak Su'nun aşkının derinliğini gösteriyor eserinde. Su'nun Gül'e kavuşmak için çabalaması ve bekleyerek umudunu daim tutması da yolculuğunun içerisinde kendisini belli ediyor.
"Çile çekilmeden güzelliklere ulaşılmıyordu.."
Yazarın her insanın çıktığı veya çıkacağı ruhen veya fiziksel yolculuğu Su'nun üzerinden aktarması hoşuma gitti. Yola çıkan kişinin kim olduğundan ziyade o yolculukta yaşanılanların önemine dem vurmuş.
"Hani pamuk yığınlarına benzetilir ya bulutlar, karlar. İnsanlar ulaşabildiğine benzetir aslında ulaşamadıklarını.."
Bu eseri okurken kendi hayatınızı ve etrafınızda yaşanılanları da düşünerek okumanızı isterim. Çünkü yolda karşılaşılan her şey bu yolun bir parçası olarak her daim hatırlanılacaktır.
0 yorum