Hüseyin Sezer Zihnimdekiler

22:22:00


Romanın kendisine çeken büyüsü ilk sayfalardan itibaren okuyucuya sesleniyor. Bu sesleniş bir defterin sayfalarından akıp ses kaydı ile beliriyor. Her şeyin ve herkesin bir dönüm noktası mevcut. Tıpkı Sinem'in babaannesi Emel'in Mersin'e gelişi gibi...
 

Sinem 18 yaşına geldiğinde Emel babaannesinin ona açıklayacağı gerçekler kendi not defterinde gizli. İşte bu defterde yazılanlar Emel'in hayatının şeklini değiştirecektir. Kendi halinde işten eve, evden işe giden bir gazetecidir Emel. Bir sabah İstanbul'daki ofise gittiğinde patronu Mecmettin Bey'e gönderilen mailin haber değeri olup olmadığını öğrenmesi için Emel'e görev verir. Bilinmesi gereken bir durum ise haberin kaynağı Mersin'dedir ve Emel'in bir an önce Mersin'e gitmelidir.

Patronuna iletilen mailde; elinde bulunan ses kaydının önemli bir cinayeti açığa çıkaracağı ve bu kaydın dinlenip haber yapılması talep edilmektedir. Bu talebi yazan Emre, haberin gerçek olduğu anlaşılması için ses kaydının sahibi olan arkadaşı Serman'ın konuyla ilgili yazdığı yazıyı da göndermiştir. Emel'in ise Mersin'e yapacağı yolculuğu kabul etmekten başka bir çaresi yoktur. Bir anda hazırlanıp uçağa bindiğinde bu işi kabul ettiğine pişman olur ancak artık uçaktadır ve Mersin'e doğru yola çıkmıştır. Mersin'in hayatına yön vereceğinden habersiz...

Mersin'de onu karşılayacak kişi ise Deniz'dir. 

"Zaten hayat başkasının hikayesi içinde kendi hikayemizin de yer alması değil mi?"

Emre'nin evinde dinlenilen ses kaydında Serman, cinayete ilişkin olayları kaydın dinleyenlerin de  sorgulamasını isteyerek anlatır. Emel ve Deniz cinayetin gizemini çözmek için dinledikleri kayıtta bir bireyin iç dünyasında yaşadıklarına da tanık olacaklardır. Bu kayıtta anlatılanların sadece "cinayet ve suçlu kim?" olarak bakılmadan bir insanın ruh halinin analizini de ekleyerek okumanızı isterim. Sevgi, aşk, yeniden kavuşma ve bağlılık olgularını karakter üzerindeki etkisini analiz ederek sayfaları çevirmelisiniz. 

"Aşk, yüreğin sevdiğiyle kanat çırpmasıdır,"

Toplumda yaşayan bireylerin kendisine zarar gelmediği sürece kimseye dokunmadığı ve etrafındaki olaylara karşı tepkisiz kaldığını romanın içerisinde yarattığı kurgu ile serpiştirmeyi başarmış yazar. Duyarsız bir toplumda var olan insanın başına gelebilecekleri bir kadın üzerinden ince ince işlenmiş. 

"Şehirlere bakarak gelişmişlik anlaşılmaz, gelişmişlik şehirlerde yaşayan insanlara bakarak anlaşılır."

Okuyucuyu düşündüren eserler okumaktan hoşlanıyorsanız bu eseri inceleyebilirsiniz.


You Might Also Like

0 yorum