"Bilirsin Türkçe, anlam konusunda çok zengindir. Ki anlam da her yola girmeye müsaittir. Bu sebeple anlaşmak zor biraz. Fakat anlatmak çok güzel."

Aslında bu öykülerin geçtiği zaman için Yalan Çağı diyebiliriz. Yalan Çağı'nda gerçekler ve hayaller birbiri ile iç içe okur için. Gerçeğin içerisinde yer alan durumların derinliklerinde büyülü gerçeklik saklı. Yazar bunu eserin içerisinde yer alan beş öyküde de kullanıyor. Aslında böyle bir zaman yok ancak olmayacağını kim söyledi, gözüyle sayfaları çevirmek lazım. Çünkü insan davranışı her zaman var olacak ve hayatları şekillendirecektir.

"Düş kurmak, rüya görmek, bilincin daha uzak belki ufuk çizgisinden bile daha uzak yerleri keşfetme, kavrama isteği."

Bireysel ve toplumsal eleştiri yaptığı öykülerde okuyucunun etrafında yaşanan olaylara karşı farkındalığını artırmaya çalışıyor. Bunu bazen kendi çıkarlarını düşünen, bazen direnen, bazen de hiçbir eylemde bulunmayan karakterler ile sağlamış. Özellikle bireyin bir adım atmasının önemine vurgu yaparak toplum düzeninin sorgulanmasını hedeflemiş. Bu hedefini ise kendisine has kullandığı dili ile yapmış.

"Her seçiş bir vazgeçişti, neyden vazgeçecek, neyi seçecekti?"

Psikolog Elif Sema Yüksel'in ses kayıtlarınında hükümetin vatandaşların geleceği için planlarını dinleyecek, cevap yazılmayan mektuplar okuyup, Dijital Devrim'in ayak seslerini takip edip, rakamların gücüne hayret edip, bir gölgenin peşinden yol alacaksınız. Her birisinde apayrı detaylar karşılayacak sizleri. Bunların içerisinde "insan" ve "toplum" olgusunu yeniden sorgulayacaksınız. 

“Niye anlatır insan? Niye öyküler, şiirler yazılıyor?” diye düşünürdüm eskiden. “Bu kadar zahmete girmeye ne gerek var?” diye. Şimdi anlıyorum. “Ölmemek için.”

Öykü türünde eserler okumaktan hoşlanıyorsanız bu eseri inceleyebilirsiniz.