Zekeriya Çetin Uzun Zaman Önce

21:57:00

Geçmişin ayak izlerinin sessiz ama emin adımlarla ilerlemesine eserin ilk sayfalarından itibaren şahit olacaksınız. Yaşadıklarının ağırlığı ile şimdiki zamanın içerisine hapsolmuş birisi Selim. Özellikle çocukluk anıları her an kendisini belli etmeye hazır bir bomba gibi kalbinin derinliklerinde saklanıyordu. Bu anıların ortaya yavaştan çıkıp hayatını ele geçirmesi ise Selim için belki sürpriz belki de beklenen bir sondu.

"Ailesinden sevgi görmeyen çocuk büyüdüğünde sevgilisinden talep eder bu sevgiyi. Sevgilisi ona sadece kendi sevgisi kadarını verebilecekken o, ailesinden göremediği sevgiyi de ister. Hep daha fazlasını arar. Bu, hem karşısındaki kişiyi hem de kendini yorar, çünkü insanın her sevgiyi muhatabından alması gerekir, aksi takdirde sevgiye doyamaz kişi."

Bir tarikat üyesinin tek oğludur Selim. Babasının katı kurallarına maruz kalarak yetişirken aynı zamanda fiziksel ve ruhsal şiddete de maruz kalır. Çocukken, annesi ve dört kardeşi ile kendilerini ne kadar korumaya çalışırsa çalışsınlar sonunda yeşil hortum ile şiddet görmekten kaçamazlar. Bu sahnelerde onları korumak isterken aslında bir bireyin yetişmesinde manevi unsurların önemini de Selim'in anılarında daha net bir şekilde fark edeceksiniz.

Babasının karşı çıkmasına rağmen üniversitede okumak için İstanbul'a gider Selim. Tabi babası o haylazlık yapmasın diye evlenmesi şartını koyar. Selim de okumak için hiç tanımadığı Perihan ile evlenir. Evliliklerinden bir yıl sonra da baba olur. 

Zaman akıp giderken geçmişteki bazı yaralar unutulmaya ve sıradanlaşmaya başlar Selim için. Taa ki çalıştığı oto galerisine Gizem gelene kadar. Gizem'in çocukluğu da tıpkı Selim gibi ruhsal olarak zorlu geçmiştir. Onun da yaraları mevcuttu kalbinde. Birbirlerine merhem olacaklarını düşünürken tahmin bile edemeyecekleri olayların içerisinde yer alacaklardır.

Yazarın Gizem ve Selim karakterlerinin psikolojik durumlarını, yaşanılan bazı olaylarda çekip gidilmesi gerekirken neden ilişikiyi sürdürmeye devam ettiklerini ve Selim'in iç sesini ayrıntılı olarak kitaba yansıttığını düşünüyorum. Bu sayede kitabın içerisine dalarak karakterlerin olaylar karşısındaki tutumunu net bir şekilde ayırt edebiliyorsunuz.

"Öyledir ya inancı yitirmek, kanlı canlı ölümlerden bile beterdir, zamandan ve andan koparıverir insanı; geriye de ruhsuz cesetler kalır ortada."

Bana göre Selim'in ve Gizem'in kararlarını sorgularken çocukluk dönemlerini de düşünerek zihninizde canlandırmalısınız. Bu açıdan baktığınızda saklanmış duyguların aslında hep insanın içersinde yer aldığını fark edeceksiniz. Kısa ama anlamlı olan bu eseri bu bakış açısı ile okumanızı tavsiye ederim.



You Might Also Like

0 yorum