Suzan Bilgen Özgün Gölgede Kalanlar
22:11:00Hayatın içerisinde savrulanların hikayeleri barınıyor bu eserde. Her bir öykü belirgin olan ancak o belirginliğin fark edildiğinde ortaya çıktığı kişilerin yaşamından bir kesit... Fark edilenlerin gölgesinde hayata tutunmaya çalışanların izleri denilebilir.
Eser 2012 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü'nün sahibi olmuş. İçerisindeki her öykünün yaşanmışlık izlenimi ve karakterlerin içsel haykırışlarının davranışlarına yansımasını incelikle anlatmış yazar. Bu sayede öykülerdeki karakterlerin neler hissettiğini ve yaptıkları eylemlerin nedenlerini idrak etmem kolaylaştı.
"...Herkes gibi benim de bir hikayem var. Zaten bütün yüzlerin ardında bir öykü saklı değil midir?"
Hayatın içerisinden 9 öykü.. Bu öykülerde ilk başta genel bir anlatım bizi karşılıyor. Genelin içerisinden kesitler sunuyor bizlere yazar. Bu kesitlerin birleşimini okuyucunun yapmasını istiyor. Ana unsur olan o kesitlerde ise karakterin yaşamındaki izleri takip ediyor okuyucu.
"Koyu ceviz ağacından olan bu ahşap mobilyanın dal dal koyulaşıp gölgeler halinde yayılan budaklarını kimi zaman sevdiğim yazarların yüzlerine benzetip onlarla konuşurum. Steinbeck, Hemingway, Zweig, Woolf, Sait Faik, Oğuz Atay, Sevgi Soysal ve daha niceleri... Beni güvenli bir dost gibi sessizce dinlerler. Kağıdın o ince kokusu eşliğinde, yüzlerine sayfalar dolusu dokunmama izin verirler. Koşulsuz bir kabul duygusudur bu; insanı derinden sarar. Kitaplar ve sen olmasan.."
Yazarın dilini çok beğendim ben. Öykü sonlarının okuyucuya bırakılması genellikle bir riskken yazar bu riski göze alarak kalemine sarılmış. Sade ancak vurucu cümleleri ile öykülerin içerisine çekiyor.
"Zaman ne çabuk üzerimizden akıp gitmiş. Oysa biz, çabucak büyümek isterken, yaşadığımız yerin, birlikte olduğumuz insanların hep aynı kalacağını sanırdık."
Zamanın ve yaşanılan anıların karakterler üzerindeki etkisini kısa ancak etkileyici bir dil ile okuyucuya sunmuş yazar. Öykü okumayı seviyorsanız eseri inceleyebilirsiniz.
0 yorum