Yazarın dediği gibi "Umudun bir mevsimi olsa bu mevsim hangisi olurdu?" İlkbaharın yavaştan gelen sıcaklarla açan çiçeklerin hoş kokusu mu? Yoksa yazın sıcaklığı ile bunalan insanları serinleten güzel mavilikler mı? Ya da yaprakların dökümesi ile insanların yüzlerinde hafif bir esinti veren rüzgar mı? En sonuncusu ile soğuk havaların temsili kışın getirdiği evde oturduğunuzda görülen bembeyaz kar mı?
Belki de umut sizin bilmediğiniz bir mevsimdir. Yazarın verdiği ad ile Umudun Beşinci Mevsimi. Yaşanılan iyi olaylar bizi mutlu ederken her kötü olayda umudumuzu kaybetmeye meyilliyiz. Şunu bilmemiz gerekiyor. Umut işte yaşanan kötü olayların acılarından bize gülümsüyor. Önemli olan o gülümsemeyi fark edip onu hayatımızın bir parçası yapmak. Umudu kalbimize ekip onu sulamak ve büyümesine izin vermek gerekiyor. Eğer büyümesine izin vermezseniz umut kalbinizden göçüp gider; mutsuzluk ve olumsuz bakış açısı kendini göstermeye başlar.
"Umudun beşinci mevsimine geçiş bazen tatsız başlar ama adı üstünde "umut" varsa yaşamak bizi yıldırmaz. Ne yapıp edip hasar alan kalp kendi kendini tamir etmeyi başarır. Yeter ki dönüp özüne bakabilsin. Öze bakmak ne yazık ki o kadar kolay olmayabiliyor bazen. Çünkü en zorudur duyguların tepetaklak olmuşken kimde hata arayacağını bilememek."
Bu kitapta yaşanılan olaylardan sonra umudun keşfetmesinin yolculuğuna şahit olacaksınız. Bu yolculuk ile kendi hayatınıza da bakmanızı sağlayacak yazar. Hayatınızın umuduna yapacağınız yolculuğa hazır mısınız ?
Kitapta bulunan hikayeler ve denemeler ile kişilerin umuda olan yolculuklarına şahit olacaksınız. Bu yolculukta kendi umudunuzun sesini duymanız dileğim ile.
"Ne kolaydır akıl vermek. Yanmamış insanların ateşi tarif etmesi gibi... Yanmak kolay değildi işte. Sürekli sevilen, pohpohlanan birisi değilseniz muhtemelen az biraz şefkat gösteren birisine hemen teslim oluyorsunuz.
Bunun de en büyük sebebi, kendimizi sevmememiz. Biz kendimizi sevmeden başkasının bizi sevmesini bekliyoruz. O, enerjisini ve sevgisini bizden çekince de bu sefer çılgına dönüyoruz. Onun sevgisini kazanmak adına yaptığımız tüm davranışlar bizi ondan daha uzaklaştırıyor. Çünkü görüyoruz ki karşı taraf artık kendinden emin, alacağını almış."
"Eğer sen kendi hayatına sarılmadan bir başkasına sarılıp ondan medet umarsan işte o zaman eksik yanını asla bulamazsın. Eksik yanın sende gizli."
"İnsanların en hassas noktasıdır güven. Kalbe düşen güvensizlik, duygu dünyasındaki bir kara delik gibidir. En güzel şeyleri yutar ve bir daha geri vermez."
"Ne olursa olsun, gülümsemekten vazgeçme. Hayat, sen gülümsediğin sürece güzelleşmeye devam edecek."
"Sevmek birazcık da birikim isteyen bir şey. .. İnsan anı biriktirdikçe , gülümseme ve daha nicesini biriktirdikçe daha da bağlanıyor işte."
"Her insanın bir anı olur; bir şeylerin kafasına dank ettiği, bazen üzüldüğü bazen ise artık üzülmeyi bırakıp önüne bakması gerektiğini söyleyen o anlar."
Belki de umut sizin bilmediğiniz bir mevsimdir. Yazarın verdiği ad ile Umudun Beşinci Mevsimi. Yaşanılan iyi olaylar bizi mutlu ederken her kötü olayda umudumuzu kaybetmeye meyilliyiz. Şunu bilmemiz gerekiyor. Umut işte yaşanan kötü olayların acılarından bize gülümsüyor. Önemli olan o gülümsemeyi fark edip onu hayatımızın bir parçası yapmak. Umudu kalbimize ekip onu sulamak ve büyümesine izin vermek gerekiyor. Eğer büyümesine izin vermezseniz umut kalbinizden göçüp gider; mutsuzluk ve olumsuz bakış açısı kendini göstermeye başlar.
"Umudun beşinci mevsimine geçiş bazen tatsız başlar ama adı üstünde "umut" varsa yaşamak bizi yıldırmaz. Ne yapıp edip hasar alan kalp kendi kendini tamir etmeyi başarır. Yeter ki dönüp özüne bakabilsin. Öze bakmak ne yazık ki o kadar kolay olmayabiliyor bazen. Çünkü en zorudur duyguların tepetaklak olmuşken kimde hata arayacağını bilememek."
Bu kitapta yaşanılan olaylardan sonra umudun keşfetmesinin yolculuğuna şahit olacaksınız. Bu yolculuk ile kendi hayatınıza da bakmanızı sağlayacak yazar. Hayatınızın umuduna yapacağınız yolculuğa hazır mısınız ?
Kitapta bulunan hikayeler ve denemeler ile kişilerin umuda olan yolculuklarına şahit olacaksınız. Bu yolculukta kendi umudunuzun sesini duymanız dileğim ile.
"Ne kolaydır akıl vermek. Yanmamış insanların ateşi tarif etmesi gibi... Yanmak kolay değildi işte. Sürekli sevilen, pohpohlanan birisi değilseniz muhtemelen az biraz şefkat gösteren birisine hemen teslim oluyorsunuz.
Bunun de en büyük sebebi, kendimizi sevmememiz. Biz kendimizi sevmeden başkasının bizi sevmesini bekliyoruz. O, enerjisini ve sevgisini bizden çekince de bu sefer çılgına dönüyoruz. Onun sevgisini kazanmak adına yaptığımız tüm davranışlar bizi ondan daha uzaklaştırıyor. Çünkü görüyoruz ki karşı taraf artık kendinden emin, alacağını almış."
"Eğer sen kendi hayatına sarılmadan bir başkasına sarılıp ondan medet umarsan işte o zaman eksik yanını asla bulamazsın. Eksik yanın sende gizli."
"İnsanların en hassas noktasıdır güven. Kalbe düşen güvensizlik, duygu dünyasındaki bir kara delik gibidir. En güzel şeyleri yutar ve bir daha geri vermez."
"Ne olursa olsun, gülümsemekten vazgeçme. Hayat, sen gülümsediğin sürece güzelleşmeye devam edecek."
"Sevmek birazcık da birikim isteyen bir şey. .. İnsan anı biriktirdikçe , gülümseme ve daha nicesini biriktirdikçe daha da bağlanıyor işte."
"Her insanın bir anı olur; bir şeylerin kafasına dank ettiği, bazen üzüldüğü bazen ise artık üzülmeyi bırakıp önüne bakması gerektiğini söyleyen o anlar."