Sabahattin Ali'nin ilk hangi eserini okudunuz ? Onu ilk nasıl tanıdınız? 2 Nisan 1948 tarihi sizin için ne ifade ediyor ? 

İşte bu soruları okuduğunuzda yüreğinizde bir burukluk oluyorsa çoktan Sabahattin Ali ile tanışmışsınızdır. Bu kitapta onu tekrardan yaşamak, bir kişinin onunla nasıl tanıştığını onun sevgisini nasıl hayatına tohumlar ektiğine şahit olacaksınız. Onun eserlerini yeniden okumak isteyecek onunla yaşadıklarını yeniden yaşayacaksınız.

"Sabahattin Ali, sanat hakkında şöyle düşünür:
"Benim kanaatimce sanat, insana insanı ve hayatı ve bunların manasını öğretmekle vazifelidir." 
Bu sözlerin anlamı şudur: Sanatın bir felsefesi vardır. Amaçsız ve anlamsız sanat yapılmaz. İşte bu yüzden Sabahattin Ali'yi anıyoruz ve anmaya devam edeceğiz." 

Konya'nın bozkırında okumaya gelen Kuyucaklı Serdar. Ay sonunu zar zor getirirken bir gün kendini sokağa attığında kader onu Kuyucaklı Yusuf kitabıyla karşılaştırır. İçindeki memleket özlemiyle kitaba bakar. Alacak parası olmadığı için adımlarını eve doğru atar. Ama o kitap karşısına ev arkadaşı Naki sayesinde yeniden onun karşısına çıkacaktır. 

Kitabı eline aldığında okumaya başlar. İlk cümlesinden Kuyucak köyünün onun Tokat'taki köyü olmadığını anladığında ilk başta okumaktan vazgeçiyor. Ancak adı bile ona sıla hasretini bir nebze olsa azaltmıştı. Okumaya devam etmeye karar verdi. İşte Serdar'ın Sabahattin Ali sevdası böyle başladı. Okuduğu her eserde kendisinden bir şeyler bulduğu hayatın içinden öyküler ile onunla tekrardan yaşamaya başladı.

Okurken keyif alacağınız Kuyucaklı Serdar ile Sabahattin Ali'nin hayatını yeniden yaşayacağınız bir kitap. Önerim ilk başta Sabahattin Ali'nin eserlerinden sonra bu kitabı okumanız. O zaman eserin içine girmeniz daha da kolaylaşacaktır. Sabahattin Ali'yi yeniden yaşamak isterseniz bu kitaba mutlaka bir şans verin.

"Bazen  bir şeyi bir insanı ne kadar özlediğini fark edemez insan. Ta ki özlenilen şey karşısına çıkana kadar."

"Zaten her büyük yazar, yazılarını zamana yazardı."

"Bazen o kadar işimizin arasında yapacağımız tek bir iş vardır: Beklemek.. Olacak mı, olmayacak mı; gelecek mi, gelmeyecek mi? Sorular karşılığını bulana kadar elden gelen hiçbir şey yoktur. Ne kadar çetin bir iştir, beklemek. Tutkusunun peşinden giden adamın tek rehberi sabırdır."