Sabahattin Ali Dağlar Ve Rüzgar
16:43:00Sabahattin Ali'nin herhangi bir eserini okuduğumda yüreğinim bir köşesi sızlayarak bağırmaya başlar. Yaşaması gereken hayatı onun elinden alanları düşünürken bulurum kendimi.
Bu seferki rotamı şiirlerine çevirmeye karar verdim. Onun ruhunu daha iyi anlamak için şiirlerini de okumam gerektiğini düşünerek aldım elime kitabı.
"Dağlar ve Rüzgar'ın bu özel baskısında Sabahattin Ali Arşivi'nde bulunan el yazmalarıyla, 1932'de kitapçıkta yer alan, 1934'te de kitap olarak yayımlanan biçimleri karşılaştırılarak dipnotlarda açıklamış ve farklılıklar italik olarak belirtilmiştir. Şiirlerin sonuna eklenen Notlar'da ise Tarih Vakfı Ayşe Sıtkı İlhan ve Pertev Naili Boratav arşivlerinde bulunan el yazmalarıyla Sabahattin Ali'nin dayısı Ali Rıfat Ertüzün ve eşi Müfide Ertüzün'e gönderdiği, bugün Ertüzün Ailesi arşivinde saklanan el yazmalarının yazılış tarihleri ve yerlerine dair bilgiler eklenmiştir. Kitabın içinde şiirlerin yanına yerleştirilen el yazması * ile gösterilmiştir. Notlar'da ayrıca Sabahattin Ali'nin mektuplaşmalarında şiirleri hakkında yazılanlara da yer verilmiştir."
Şiirlerini okurken dikkatimi çeken bir durum ise aslında bu şiirlerin Sabahattin Ali'ye ait olduğunu bilmeden sadece şarkıları bilmemiz oldu. Onu anarken her şeyi ile anmamız bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden herhangi bir şarkı dinlerken sözlerine dikkatlice bakmaya karar verdim.
O şiirlerini ilk başta ailesine ve dostlarına mektup olarak gönderir. Buradan bile onun için dostluğun ve ailenin önemini anlamak mümkün.
Sabahattin Ali Dağ Şiirleri'ne yazdığı önsözde şair olmak iddiasında olmadığını hatta yazdığı mektuplarda da kitabı beğenmediğini dile getirir.
Deli rügarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.
İnsan sohbetleri yasak,
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.
Sevdamı yellere verin;
Elleri bana gönderin:
Benim meskenim dağlardır.
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır."
Kanatlarımdan vuruldum;
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım.
Her günüm bir başka zehir;
Hapishanelerde demir
Parmaklıklara sarıldım.
Sarhoştum rüzgarlar gibi;
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.
Bahtım düşmanımdan kötü;
Böyle kepaze hayatı
Sürüklemekten yoruldum.
Doyunca saramadığım,
Görmesem duramadığım
Kafesler sana dar gelir;
Bir yerde durmaz gezerdin,
Hapislik sana zor gelir.
Boğazından geçmez tayın,
Acır testindeki suyun;
Aklına nazlı yar gelir.
Kimden ne beklediğin var?
Yar semtinden gelen rüzgar
'Seni unuttu! ' der gelir.
Çok görme elin kızına;
Dışarda serbest gezene
Hapiste yatan hor gelir.
Başının üstünden atlar;
Hapise düşen yiğitler
Kuşlar süzülüp uçmuyor,
Yıldızlar ışık saçmıyor,
Geçmiyor günler, geçmiyor.
Kah düşünür, otururum,
Türlü hayaller görürüm;
Geçmiyor günler, geçmiyor.
Gözümde dereler, bağlar,
Aynada hayalim ağlar,
Geçmiyor günler, geçmiyor.
Gezip dolaşanlar varmış,
Günler su gibi akarmış...
Geçmiyor günler, geçmiyor.
Her sözü zehir gibi acı,
Bütün dertlerin en gücü;
Geçmiyor günler, geçmiyor."
Bilmem nerelere gitsem?
İçime sığmayan canı
Hangi rüzgara eş etsem?
Bir dağa versem ardımı,
İçimi yakan derdimi
Sağır göklere anlatsam...
Kırılıversem cam gibi,
Şamdanda yanan mum gibi,
Sabahı görmeden bitsem...
Ya bir dağ bağşına gelip,
Beni yaradanı bulup
Malını başına atsam...
Yarin hayali koynumda,
Sıcak bir kurşun beynimde,
Bir ağaç dibinde yatsam..."
1 yorum
Sabahattin Ali'nin şiirleri olduğunu bilmiyordum Bilgilendirme için çok teşekkürler.
YanıtlaSil