Gökçen ve Murathan, ayrı kaldıkları yılların acısını aşklarının gücü ile örtmek isterken geçmişte henüz kapanmayan yaraların onları takip ettiğinden habersizdir. Saklanacak hiç bir şey veya kimse yokken mutlu günleri yaratmak için çırpınırken derin darbelerin kurbanı oluyorlar üçüncü kitapta.
Bencillik veya karşı tarafın iyiliği düşünüp kendisinden uzak tutma arasında gidip gelen duyguların yoğunluğu ile aşkın gücü karşılaştığında Murathan'ın yaptığı seçimlerin sonucu ise Gökçen'in öfkesi olacaktır. Yazarın bu kısımlarda kalemini daha da geliştirdiğini fark ettim. Özellikle ikinci kitapta yaşananların Gökçen'in ruhunda kalan kırıntılarını derinlemesine gösteriyor okuyucuya.
Tıpkı sonbaharın getirdiği rüzgar gibi savurulan Gökçen ve Murathan, rüzgarın arkasından gelen yağmura teslim olacaklar serinin üçüncü kitabında. Bu teslimiyetin arkasında ise birbirlerine karşı duydukları sevgi kendisini toprağın içerisinden gösterecek.
"Sevgi duraksamaz. Korku duraksatır."
Murathan, vatan için cesurca savaşırken korktuğu tek şeyin gözünün önünde gerçekleşmesi yaşananların tek açıklamasıdır, ancak ikisinin de yüreklerinden çıkan ses ve özlemleri ağır bastığında tek dayanaklarının birbirleri olduğunu hayat onlara hatırlatacaktır.
Serinin üçüncü kitabında hiç beklenmeyen vedalara şahit olurken söylenmek istenen her şeyin boğazda düğüm oluşuna içi sızlayacak okuyucunun. Özellikle görevde savaşırken vatanında yaşayanları korumak için kendi canını umursamadan dimdik ilerleyen Barut Tim'inin bölümlerinde...
Bu seriye başlayacaksınız mutlaka ilk eseri okumanız gerekiyor, ana hatlar ve geçmişin kendisi o eserde mevcut. Direkt bu kitapla başlarsanız olayların gidişatını anlamanız pek mümkün değil. Seri ile ilgili bilinmesi gereken bir konu da bana göre +16 yaş içi uygun, bunun bilinciyle okunması gerekmektedir. Birçok duygunun hissedileceği bu seriyi eğer askeri kurgu seviyorsanız inceleyebilirsiniz.