Yazardan okuduğum ilk eser Sinir Oldum. Kitabın ismini düşündüğümde aklıma gelen unsur; bizi mutsuz eden veya kızdıran çoğu duruma sinirleriniz. Ya bağırırız ya da düşüncelerimizi içimize atarız. Aslında bizleri sinir eden her bir olayı sakince konuşup aktarmak gerekiyor. Yazar da bu durumu düşünerek ülkemizde yaşanan bazı sinir edici birçok olayı gençlerin bakış açısını kullanarak kaleme almış. 

Bu eserdeki ana karakterler ise her bir olayın farkına vararak kendi düşüncelerini çekinmeden herkese gösteren ve söyleyen genç bireyler. 

"Yerdeki taştan tut da gökteki yıldıza kadar her yaratılışın dili vardır. Sessiz ol ve dinle. Öyle güzel türküler söylerler ki insan olduğunu anlarsın. Bazen küçülür bazen de büyürsün. Sen de onlarla konuşmayı öğrenirsen hazinen anahtarını elinde tutarsın."

Ana karakterlerimiz Asya, Akif ve Berna üç kardeştir. Bu kardeşler etraflarında yaşanan ve tanık oldukları hiç bir olayı görmezden gelmezler. Çevreye karşı oldukça duyarlı olan bu üç gencin yaşadıklarına tanık olacağız. 

Olcay'ın anne ve babası anlaşamadığı için evde her gün bir kavga oluyor ve çocuklarına iyi bir şekilde bakamadıkları için Olcay, okulu bırakmak zorunda kalıyor. Sümeyye henüz 18 yaşında bile değilken babasının kararın sonucu istemediği birisiyle evleniyor. Üstelik Sümeyye'ye bir birey olarak değil köle gibi davranılıyor. Murat, babası tarafından  fiziksel ve ruhsal olarak şiddete maruz kalıyor. Feride ise annesi tarafından istenmiyor. Etrafımızda da tanık olduğumuz veya duyduğumuz bu durumların her bir birey üzerindeki etkisine şahit olurken onlara yardım etmek için elinden geleni yapan üç gencin hikayesi beni etkiledi.

"Sen hazinelerin sadece yer altında olduğunu mu zannediyorsun? Hazine gözün gördüğü gönlünün değdiğidir aslında."

Yazar, her bir birey için ailenin önemine dem vururken gençlerin etraflarında yaşanan olaylara duyarsız kalmaması gerektiğini 3 kardeş üzerinden okuyucuya aktarıyor. Yazarın kalemi sayesinde kitabı okurken yaşanılan her bir olayı dizi izlermiş gibi gözümde canlandırdım. 

Aynı zamanda toplumsal olayları görmezden gelmek yerine küçük bir adım atılsa bile bu adımın önemine yarattığı üç kardeş üzerinden en ince ayrıntısına kadar aktardığını düşünüyorum. Özellikle son bölümde yapılan birey ve toplum eleştirisini çok beğendim.

"Dünyaya nereden bakarsan o baktığın yerden görürsün."

Eğer bu tarzda eserler okumaktan hoşlanıyorsanız, kitabı okuyabilirsiniz.