William Shakespeare'in bana göre şiirsel ve sihirli bir dili var. Bu sihri hem dil olarak hem de olaylarda da göreceğimiz bir tiyatro eseri Bir Yaz Gecesi Rüyası. Yazarın oyun içerisinde kullandığı ironili cümleler ile yarattığı karakterler birleştiğinde ortaya okuyucuyu hem güldüren hem de düşündüren bir eser ortaya çıkıyor.

Bu eserdeki en büyük eleştiri ise kendi dönemde düğünlerde sahneye çıkan amatör oyunculardır. Bundan dolayı da oyunun içerisinde eleştirisine tam anlamıyla gösteren bir oyun daha yerleştiriyor. Bunu da Atina'nın en önemli düğünlerinden birisinde -Atina dükü Theseus ve Amazonlar kraliçesi Hippolyta düğününde- göstererek toplum eleştirisini istediği şekilde göstermiş oluyor.

Hermia, Lysander, Demetrius ve Helena karakterleri ile anlatılan aşkın içerisine perilerin olaya karışması ile işler sarpa sarıyor. Bu bölümleri okurken Shakespeare'in kurgularını zekici düşünerek ortaya koyduğunu bir kere daha anladım. 

Aynı zamanda o dönemin Atinasında babanın Tanrı olarak görüldüğü ve kızı onun onayladığı kişi ile evlenmek istemediğinde ölüm veya rahibe olmak ile cezanlandırıldığını da gözlemliyoruz.

"Konuşmak yetmiyor, doğru konuşmak gerekiyor."

Yazarın tiyatro eserlerini genelde yazıldığı dönemi düşünerek okuyorum. Böylece bazı durumlar kafamda daha da netleşiyor. Kitapta perilerin olması ve aşk temasının sihir ile buluşup karakterleri etkilemesi güzeldi. Bu konu yazarın dili ile buluştuğunda okuyucuyu tiyatro eserinin içerisinde olmasına yardımcı oluyor.

Ayrıca düğün gününde oyun oynanırken karakterlerin tutumunu da okuyucuya göstermek istemiş Shakespeare. 

Tiyatro eserleri okumaktan hoşlanıyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz.