Burcu Ünlü'nün ironi ve gerçekliğin harmanladığı kaleminden çıkan 8 öykü karşılıyor bizi.Yazarın  dili ile konuşan öykülerdeki karakterler canlanıp başkaları tarafından kendilerinin anlaşılmasını istiyorlar. Yazar ise onların varlığını bilerek okuyucunun gözüne sokuyor. Aslında çevremize iyi bakarsak karakterleri sizler de fark edeceksiniz.

Aldatan, aldatılan, seven, sevilen, acı çeken, başkaları tarafından anlaşılmak isteyen, bir ömür yatağa bağlı kalmak zorunda olanlar, sırlar ve daha fazla mevcut öykülerin içerisinde. İşte bu çeşitlilikten dolayı hayatın ta kendisini temsil ediyor.

"Jean Paul Sartre'ın tam da bunlar için yazmış olduğu bir sözü vardır: Bir aptal her zaman kendine hayran olacak daha aptal birini bulur."

Yazar düşüncelerini çekinmeden karakterler aracıyla ifade ediyor. Toplumsal olayların bireyler üzerindeki etkisini, bir iki cümle veya yaratılan bir olay ile gösteriyor. Bu durumu okuyucuya hissettirerek toplumun içerisinde yaşadığını vurgulamak istiyor bana göre.

Bireysel konularda ise karakterlerin düşüncelerini okuyucuya belli ederek duyguların yoğun olarak anlaşılmasına yardımcı oluyor. İnsan duyguları yaşanılan her olayda kendisini gösterir. Özellikle kayıp, ihanet ve gerçeklerde.

"Duygu yormak diye bir tanımım var. İnsan duygularını yorarsa iş yapamaz, yararlı olamaz, yazamaz, okuyamaz."

Yazarın dili anlaşılır olmakla birlikte okuyucunun bazı gerçekleri düşünmesini istiyor. Bu yüzden her bir öykünün içerisinde derin bir anlam yüklü. Okuyucu tarafından bulunması; düşünceler, eylemler ve sözlerle ortaya saçılması gereken anlamlar...

En son öykü olan Avaze ise bir öykü birleşimi bana göre. Kitabın içerisinde yer alan karakterler varlığını gösteriyor. Gibilere inat dimdik...

Özellikle Zınar adlıöykü kalbimde bir sızı oluşturdu. Bu sızı aslında bazı gerçeklerin de yüzeye çıkmasını kolaylaştırıyor. Tıpkı yazarın yapmak istediği gibi.

Eğer öykü okumaktan hoşlanıyorsanız Burcu Ünlü'nün kalemine bir şans vermelisiniz.