Kitabın işlendiği konu derin. Okuduğunuz sayfalarda bazı gerçekler insanın yüzüne çarpıyor. İşte bu çarpan gerçeğin etkisi ile Nagehan, Sesim Ol İstismarla Mücadele ve İyileştirme Derneği'ni kuruyor. Bu derneğin kurulmasındaki bir etken de kız kardeşinin yaşadıkları...

Televizyonda veya çevremizde gördüğümüz, tanık olduğumuz kadına yapılan fiziksel ve psikolojik şiddetin kişide yarattığı izleri takip etmenizi isterim. Bizim gördüğümüz ancak derinlere inildiğindeki belirsizlik... Kocadan şiddet, cinayet, tecavüz... Bu belirsizliklerin içerisindeki sessiz çığlıklara sahip çıkmak istiyor Nagehan. 

"Ne de olsa değişmesi gereken şey kanal değil, toplumdu. İnsanın önce kendisi değişecekti. Hatta değişimden önce de bunu kabul edecekti. O zaman kanalların değişmesine gerek yoktu Değişen ve gelişen insan kendisiyle daima barışıktır. Ve kendisiyle barış içerisinde olan bir kimsenin başkasına da küsmesi çok zor bir olasılıktır. "

Bir gün izlediği haberde bir evladın gözünün önünde annesi bıçaklandı. "Ölme anne!" çığlığı yankılandı her yerde. Anne ise ölmek istemiyor. Bu manzara karşısında asistanından araştırma yapmasını istediğinde kadın cinayetine kurban giden kişinin İnci olduğunu öğrendi. Nagehan artık bazı durumların gösterilmesi gerektiğini düşündüğünde soluğu Ordu Cezaevinde alır. Amacı İnci'nin katilinin psikolojik olarak suçunu anlaması ve pişman olmasıdır.

Bir kadının evleneceği kişiyi çok iyi seçmesi, ona yapılan davranışların veya sözlenen her bir sözü en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi gerektiğini İnci'nin hikayesinde yüreğinizde hissedeceksiniz.

"Bazı şeyler için geç kalmak, büyük felaketleri beraberinde getirebilir."

Anne babasının el bebek gül bebek tabiri ile yetiştirdikleri biricik evlatları Derin'in yaşadıkları ise yürek burkucu. 

Emine Bulut, Özgecan Arslan ve daha kadın cinayeti yüzünden hayatlarının baharında olması gerekirken toprağın altındalar. Geriye kalanları ise yaslı. İşte katillerin işledikleri cinayetlerin neye mal olduğunu anlamalarını istiyor Nagehan. Onun mücadelesini ve sesini herkese duyurmasını çok takdir ettim. Ne demiş Nazım Hikmet, "Sen yanmasan, ben yanmasam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa"

Toplumsal konuya değişilen bu esere bir şans vermenizi ve düşünerek okumanızı isterim.