Mektuplardaki derin duyguları buram buram hissedeceğiniz bu eserde, Osmanlı Dönemi'nde yaşayan kadınların seslerini dinleyeceksiniz. Dinlediğiniz bu seslerde her kadının ekonomik olarak özgür olması gerektiğini en ince ayrıntısına kadar göstermek istiyor yazar.
Eğer servetiniz ve eğitiminiz varsa evlilik mutlu olmak için yapılan, hayatın güzelliklerini eşiniz ve çocuklarınız ile tadabileceğiniz bir deneyimken, servetiniz olmadığında ise sizin sunulduğunuz, eğer beğenilirseniz evlenebileceğiniz ve size değer vermeyen eş ile yaşamak zorunda kalacağınız bir zindana dönüşüyor. Bu ikilemi Fehame ve Mehabe'nin yazdığı mektuplarda yazar kelimeleri işleyerek ortaya koymuş.
Çocukluk yılları birlikte geçmiş iki kuzenin farklı özelliklere sahip iki erkek ile yaptığı evlilikler onların bakış açılarını bile etkilemeye yetmiştir.
Bir kadının ev ve toplumda nasıl davranması gerektiği bile evlendiği kişiye göre şekilleniyor. Eşine değer veren bir erkek ile kadın mutluluk yemini ederken, eşini sevmeyen bir erkek ile kadın yalnızca maddi sözleşme imzalamış oluyor. Ne sevgi ne saygı olan bir evlilik, mutsuz insanların yetişmesine de zemin oluşturuyor.
Yazar aynı zamanda evlilik çağında olan Nebahat ve İtimat'ın da birbirlerine yazdığı mektuplarda ileriki dönemdeki eşlerinin kendilerine değer vermesini istediklerini ancak etraflarındaki birçok evliliğe baktıklarında bu durumun belirsizliğinden korktukları da satırların arasında kendisini belli ediyor.
Farklı evliliklerin ve farklı yaşantıların kadınlardaki ruhsal etkisini kısa ama derin anlamlar içeren bu mektup romanda okurken kendi etrafınızdaki kadınları da düşünmenizi isterim.
Aynı zamanda, Fatma Aliye'nin yaşadığı dönemi düşünerek bu eseri okuduğunuzda düşüncelerini cesurca yazdığını fark edeceksiniz. Her mektup farklı bir yaşam gibi gözükse de çevrenize baktığınızda ataerkil toplumdaki birçok kadının her gün tanık olduğu bir hayat. İşte bu durumu bilmek ve değiştirmek bizlerin elinde.
"İnsan denilen şey sıradan makineler gibi yalnız maddi vasıtalarla idare olunur bir şey değildir. Bunun bir de manevi yönü vardır."
Yazarın evlilik kurumunu iyi yönüyle ele alarak okuyucuya sunmasını çok beğendim. Bu sayede birçok bakış açısını mektupların içerisinde görmüş oluyoruz. Tıpkı kitabın ismi olan Hayattan Sahneler gibi..
Bana göre bütün kadınların kendi yaşamlarını düşünerek okuması gereken bir eser.