Murat Uyurkulak Bazuka
17:59:00Eserin içerisinde yer alan öykülerden bahsetmeden önce yazarın kendisine has bir dili olduğunu belirtmem gerekiyor. Bazı öykülerinde az cümleler ile birçok duyguyu okuyucuya aktarırken, bazı cümlelerde ise ahenkin bütünlüğünü sunmak istemiş. Kelimeler ile oynamaktan ise hiç kaçınmamış bana göre. Belki de öykülerinin asıl unsurlarından birisi de bu kelime oyunlarının olaylar ile bütünleşmesi diyebilirim.
"Okuduklarınızı, müstesna olduğunu düşündüğünüz satırları birilerine anlatmak istersiniz zira şahsa mahsusun hazzı kısa sürer, ömrü uzun olan paylaşmaktır."
Yaşanan bir olayın kişide yarattığı ruhsal etkiyi de öykülerinin arasına serpiştirmiş. Zekice kurgunun yaratılıp kaleme aktarılması diyebilirim bu öykülere. Özellikle geçmişte yaşanan travmaların hem kişi hem de çevresi üzerindeki gücünü göstererek okuyucuya seslenmiş yazar. Bilinmek istemek ve fark edilmek gibi temaları da kullanarak insan olgusu üzerinde durmuş bazı öykülerinde.
Bazı öykülerinde ise arka planda kaldığı düşündüğü olaylara ve kişilere yer vermiş. Bu arka planda kalanları gün yüzüne çıkarması gerektiğini hissederek okuyucuyu olayın içerisine çekmek istemiş. Bu temaları ise siyasi ve dini konular üzerinden işleyerek yaratılan olaylara bütünlük sağlamayı amaçlamış bana göre. Kuş Yuvası ve Şarap öykülerinde bu durumu hissettim ben.
Kitabın içerisindeki 9 öyküde yazar gözlem yeteceğini de okuyucuya gösteriyor. İnsan psikolojisini derinlemesine gözlemlediği Pembe ve Kırmızı adlı öykülerinde net bir biçimde fark ediliyor. Renklerin yaşanan olaylarla bağlantısı ve bu bağlantının başka olaylara olan etkisini kendisine has üslubu ile göstermiş yazar.
"Her tür acının hem başlangıcı hem de bitişi aşktan değil midir zaten?"
Yazarın kalemi ile tanışma eserim olan bu öykülerde argo kelimelerin bulunduğunu belirtmem gerekiyor. Ben pek rahatsız etmedi ancak sizler için önemliyse bu durumu bilerek eseri okumanızı isterim.
Öykü okumaktan ve farklı kalemler ile tanışmaktan hoşlanan kişilerin bu eseri seveceğini düşünüyorum.
0 yorum