Yaptığınız bir işi zorunlu olduğunuz için yaparsınız yoksa istediğiniz için mi yaparsınız? İşte bunun önemini anlatan en iyi eserlerden biri Mecburiyet.
Mecburiyet ile yaptığımız, aslında yapmak istemediğimiz bir çok olay var ancak bunları yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Peki ya yapmazsak ne olur ?
İşte bu eserde mecburiyet ile yapılması gereken bir durum karşısında yaşanan ikilemin okuyucularına anlatmış Zweig. " Yazarın yazım aşamasında Farnenflüchtige (Firari) olarak tasarladığı, sonrasında Der Zwang (Mecburiyet) adını verdiği ve 1920 yılında basılan eser, savaş karşıtı Zweig'in yaşamından izler taşımaktadır. Kendisi de Birinci Dünya Savaş'ını ülkesi dışında geçiren yazar o dönemde yaşadıklarını işlemiştir eserinde. Dört bir yanımızda savaşların olduğu, görüşleri nedeniyle vatanlarını terk etmek zorunda kalan entelektüellerin ve savaştan kaçan insanların başka ülkelere yeni bir hayat kurmaya çalıştıkları günümüzde yüz yıl önce yazılmış bu eser hiç olmadığı kadar güncel aslında. Bilinen savaş karşıtı eserlerden farklı olarak savaş sırasında evli bir çiftin kaçışının anlatıldığı eserde yazar "özgürlük mü yoksa sorumluluk mu" sorularına cevap arıyor." Gülperi Sert
Birinci Dünya Savaş'ının yaşandığı yıllarda ressam Ferdinand askere alınmamak için karısı ile birlikte İsviçre'ye kaçmıştır. Ancak İsviçre'deki yaşamında acaba mektup gelecek mi ?, acaba beni zorla askere götürecekler mi ? diye düşünerek günleri geçerken beklediği o mektubu postacı getirdiğinde artık hayatının onun elinde olup olmadığını bilmemektedir.
Karısı ona askere gitmemesi gerektiğini şiddet karşıtı düşüncesini koruması gerektiğini söylerken diğer yanda ise görev duygusu kamçılanarak ona askere gitmesi gerektiğini hatırlatmaya başlamıştır.
Ferdinand karakteri bana yazarın kendisinin yaşadığı ikilemi anlatan ve bu ikilem yüzünden hayatını yönlendirmekte zorlanan bir karakter olarak yansıdı. Askere gitmek ve gitmemek arasında kalırken bir kişinin bile şiddete karşı olmasının ne kadar önemli olduğunu Zweig bu kitabında okuyucularına sunmuştur.
Eğer sizi sarsacak eserler okumayı seviyorsanız mutlaka bu kitaba bir şans verin.
"Tüm dünya yerle bir olurken, insanın kendisi için çalışması bir suç. Günümüzde artık hiç kimse sadece kendisi için hissedemez, kendisi için yaşayamaz."
"-"Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı? İnsanlar onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, onların gücü var ve bugün güç demek her şey demek."
-"Neden onların gücü var? Çünkü bu gücü onlara siz veriyorsunuz. Ve sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır.""
"İnsanlar bir amaç uğruna kendinden vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil."
"... Hayatını feda edeceksen neden inandığın bir şey için etmiyorsun? Kanını kendi düşüncelerin için feda etmek istiyorsan et. Fakat neden yabancılar için feda etmek istiyorsun? Unutma, özgür kalmak için yeterince istekliysen karşındakiler kim olabilir, kötü kalpli deliler yalnızca! Sen özgür olmayı yeterince istemezsen işte o zaman deli sen olursun..."
"Kelimeler bazen yanılır."
"Ben de tek bir vazifem olduğunu biliyorum, insan olmak ve çalışmak. İnsanlığın ötesinde bir vatanım yok benim, insanları öldürmek gibi bir isteğim, hırsım yok."
" Dışarıda ne yaptığını bilmeyen, kafası karışmış bir insanlığın bizzat kendisinin yarattığı, acının dokunamadığı sonsuz bir dünya vardı. "
"Ferdinand başını gökyüzüne kaldırdı, yeryüzünde insanoğlu için kendi yasasının dışında bir yasa olmadığını ve hiçbir şeyin birine bağlı olmak kadar insanı hayata bağlamadığını hissetti."
Kitaba puanım: 10/10
Keyifle okumalar.
Mecburiyet ile yaptığımız, aslında yapmak istemediğimiz bir çok olay var ancak bunları yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Peki ya yapmazsak ne olur ?
İşte bu eserde mecburiyet ile yapılması gereken bir durum karşısında yaşanan ikilemin okuyucularına anlatmış Zweig. " Yazarın yazım aşamasında Farnenflüchtige (Firari) olarak tasarladığı, sonrasında Der Zwang (Mecburiyet) adını verdiği ve 1920 yılında basılan eser, savaş karşıtı Zweig'in yaşamından izler taşımaktadır. Kendisi de Birinci Dünya Savaş'ını ülkesi dışında geçiren yazar o dönemde yaşadıklarını işlemiştir eserinde. Dört bir yanımızda savaşların olduğu, görüşleri nedeniyle vatanlarını terk etmek zorunda kalan entelektüellerin ve savaştan kaçan insanların başka ülkelere yeni bir hayat kurmaya çalıştıkları günümüzde yüz yıl önce yazılmış bu eser hiç olmadığı kadar güncel aslında. Bilinen savaş karşıtı eserlerden farklı olarak savaş sırasında evli bir çiftin kaçışının anlatıldığı eserde yazar "özgürlük mü yoksa sorumluluk mu" sorularına cevap arıyor." Gülperi Sert
Birinci Dünya Savaş'ının yaşandığı yıllarda ressam Ferdinand askere alınmamak için karısı ile birlikte İsviçre'ye kaçmıştır. Ancak İsviçre'deki yaşamında acaba mektup gelecek mi ?, acaba beni zorla askere götürecekler mi ? diye düşünerek günleri geçerken beklediği o mektubu postacı getirdiğinde artık hayatının onun elinde olup olmadığını bilmemektedir.
Karısı ona askere gitmemesi gerektiğini şiddet karşıtı düşüncesini koruması gerektiğini söylerken diğer yanda ise görev duygusu kamçılanarak ona askere gitmesi gerektiğini hatırlatmaya başlamıştır.
Ferdinand karakteri bana yazarın kendisinin yaşadığı ikilemi anlatan ve bu ikilem yüzünden hayatını yönlendirmekte zorlanan bir karakter olarak yansıdı. Askere gitmek ve gitmemek arasında kalırken bir kişinin bile şiddete karşı olmasının ne kadar önemli olduğunu Zweig bu kitabında okuyucularına sunmuştur.
Eğer sizi sarsacak eserler okumayı seviyorsanız mutlaka bu kitaba bir şans verin.
"Tüm dünya yerle bir olurken, insanın kendisi için çalışması bir suç. Günümüzde artık hiç kimse sadece kendisi için hissedemez, kendisi için yaşayamaz."
"-"Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı? İnsanlar onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, onların gücü var ve bugün güç demek her şey demek."
-"Neden onların gücü var? Çünkü bu gücü onlara siz veriyorsunuz. Ve sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır.""
"İnsanlar bir amaç uğruna kendinden vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil."
"... Hayatını feda edeceksen neden inandığın bir şey için etmiyorsun? Kanını kendi düşüncelerin için feda etmek istiyorsan et. Fakat neden yabancılar için feda etmek istiyorsun? Unutma, özgür kalmak için yeterince istekliysen karşındakiler kim olabilir, kötü kalpli deliler yalnızca! Sen özgür olmayı yeterince istemezsen işte o zaman deli sen olursun..."
"Kelimeler bazen yanılır."
"Ben de tek bir vazifem olduğunu biliyorum, insan olmak ve çalışmak. İnsanlığın ötesinde bir vatanım yok benim, insanları öldürmek gibi bir isteğim, hırsım yok."
" Dışarıda ne yaptığını bilmeyen, kafası karışmış bir insanlığın bizzat kendisinin yarattığı, acının dokunamadığı sonsuz bir dünya vardı. "
"Ferdinand başını gökyüzüne kaldırdı, yeryüzünde insanoğlu için kendi yasasının dışında bir yasa olmadığını ve hiçbir şeyin birine bağlı olmak kadar insanı hayata bağlamadığını hissetti."
Kitaba puanım: 10/10
Keyifle okumalar.