Demet Cengiz Adımı Deniz Koydular
22:23:00Derin bir roman Adımı Deniz Koydular. Aile kavramını sorgulatıp okuyucunun yaşanan onca acıyı görmesi isteniyor. Kimisinin huzuru olan aile, Deniz ve James için kalplerinin en gizli köşelerine sakladıkları yara. Bu yara büyüdükçe kabuk bağlasa da bir söz ile kabuk yerinden kopup kan revan içerisinde kalıyor o bölge. Kanı durdurmak ise sanıldığı kadar kolay değil.
"Sevgi, her biri ayrı büyüklüğe ve biçime sahip taşları bir arada tutan harçtır. Eğer harç yoksa, aynı ocaktan çıkmış olsa da taşlar, bir arada duramazlar. Üst üste, yan yana dizilip anlamlı bir duvar olamazlar; yıkılırlar. Sevginin olmadığı bir yerde toplumun en küçük birimi olan aileyi bir arada tutan nedir? "
1970'li yıllarda başlayan yürek burkan bir yolculuk bu. Seyrantepe ile Streatham sokaklarında sevgisizliğin çığlığını her sayfada hissedeceğiniz iki ayrı yaşamın çocuklarıydı Deniz ve James. Anne ve baba bedenen var ancak ruhen olmadıklarının sancılarını çocukluklarının en güzel zamanlarında tadacaklardı, Deniz İstanbul'da, James ise Londra'da.
"Hayatın kendi dili var. Planları... Haritası... Kader, tesadüf, ne dersen..."
James ve Deniz için de hayat konuşmuştu. Bazen şakacı yanını göstermiş, bazen ise en soğuk yanını... İki kişi kendi çabaları ile ayakta durmak zorundalar, özellikle de ailelerinin desteğini görmedikleri zamanda.
Ailenin yer ile bağlantılı olmadığını insana bağlı olduğunun en büyük kanıtı Deniz ile James. İkisi de sevgisizliğin çukurunda yeşermeye çalıştılar. Kader onları bir araya getirdiğinde ise bambaşka planları ile onları selamladı.
"Hayat kimi zaman, kimseyi güldürmese de çok şakacı olabiliyordu."
Aile içi şiddet, cinsel istismar, yoksulluk ve zenginliğin uçurumlar yaratan ayrımını kendisine has kalemiye sayfalara akıtmış Demet Cengiz. Her bir bölümün sonunda yaşanacakların acısını hissederken gerçek yaşam hikayelerinden esinlenen bu roman okuyucuda bir düğüm oluşturacak. Özellikle eserde bahsedilen dönemlerde dünya tarihinde neler olduğunu bölümlere serpiştirilmesini çok beğendim. Geçmişin izlerini takip edip kitabın sonuna doğru geldiğimde her bir tarihi olayın da zihnimde yeniden canlanmasına şahit oldum. Bu şahitliğimi Deniz ve James ile paylaştım. Sevgiye aç iki yaralı kalp...
"Bir insan, ufacık bir dokunuşla bir kişinin hayatını değiştirebilir. Bir insan, bir kişinin hayatını değiştirerek pek çok kişinin hayatına ışık tutabilir."
Sonlara doğru olayların gidişatının beni daha çok etkilediğini fark ettim. Aile yaşamının, geçmişteki köklerin gelecek nesile olan ilişkisini tozlu sayfaların arasında aralarken heba olunan hayatlara üzüldüm. Bir bağ arayışını, herkese kendini kabul ettime çabasını ve istenilen daha fazla duygunun altında kaldım. Yazar usta kalemini konuşturarak birçok düşünceyi kalbime yansıttı. Bazı hataların telefi edilemediğini gösterdi bizlere.
Eğer bu türde eserler okumaktan hoşlanıyorsanız bu eseri mutlaka okumanızı öneririm.
0 yorum