2. Dünya Savaşı ile ilgili filmler izlemeyi ve kitaplar okumayı o günleri anlamak için bir yol olduğunu düşünüyorum.
Max e Hélène (Max ve Hélène ) filmi de İkinci Dünya Savaş'ında geçen filmlerden sadece biri.
Giacomo Battiato'nun yönetmenliğini yaptığı filmde, Alessandro Averone (Viva La Libertà, Riprendimi gibi filmlerde oynamıştır.) ve Carolina Crescentini (Parlami d'amore, I demoni di San Pietroburgo gibi filmlerde oynamıştır.) başrolleri paylaşmışlardır.
1944 yılında Venedik'te başlayan bir aşk hikayesi. Max başarılı bir tıp öğrencisidir. Fakat İkinci dünya Savaş'ında hayatta kalması imkansızdır. Çünkü o bir Yahudidir. Naziler, o yıllarda Yahudileri toplayıp kamplara götürürken hayatının aşkı Hélène ile zar zor buluşurlar.
Fakat aşklarının engellerinden biri de Hélène'nin faşist babasıdır. Babası Max'ı istemez ve bunu Hélène'e söyler. Ancak bu büyük aşkı babasının bu sözü yıldıramaz.
Savaş şartlarında Max saklandığı yerde yakalanınca Hélène'de aşkının peşinden gider. Yahudi kamplarındaki zor şartlarını bilen Max ne kadar denerse de denesin Hélène'i ikna edemez ve kampa doğru yol alırlar.
Max öleceklerini anladıklarında orada bulunan doktora Hélène'nin hristiyan olduğunu söyler. Onu kurtaracağını düşünürken aslında ona kurtta yem ettiğinin farkında değildir.
Thomas Köller, Yahudi'nin Yosması diye Hélène'e işkenceler eder. Thomas Köller, Hélène'nin vücudunda yanık izleri bırakır, onu öldürmekle tehdit eder. Hélène ise dünden ölmeye hazırdır. Maruz kaldığı işkenceler ona ağır gelmeye başlamıştır. En sonunda Thomas onu bırakır ve ondan kurtulur.
Katliamdan sağ kurulan Max, 15 yıl sonra intikamını almak için Thomas Köller'i bulmaya karar verir.
Onu bulmak için Nazi topluluklarına girer, her yerden haber bulmaya çalışır. Bir gün Nazi karşıtları tarafından kaçılır ve onlarla iş birliği yapar.
Simon Wiesenthal ile işbirliği yaparak ikisininde düşmanı olan Thomas Köller'i aramaya başlarlar. Simon Wiesenthal onu bulduğunda adalete teslim etmek ister. Bu yüzden de tanıklık edecek birisini bulması gerekir. Bu sıralarda Hélène'nin Venedik'te yaşadığını öğrenince Simon onunla konuşmaya gider.
Fakat Hélène tanıklık yapmayacağını söyleyerek Simon'u yollar.
Max onun yaşadığını öğrenince hemen Venedik'e gider. Tabi sürprizden habersizdir. Hélène'nin 15 yaşında bir çocuğu vardır. Bu yüzden de tanıklık yapmak istemediğini, oğlunu mutlu etmek için gülmeyi öğrendiğini söyler. Oğluna, babasını Yahudi olduğunu, onun öldüğünü söyler.
Max sonunda Thomas'ı bulduğunda, onun evli olduğunu ve ismini değiştirdiğini öğrenir. Karısının doğum gününde onun gerçek yüzünü ortaya çıkarır ve Venedik'e geri döner.
Oğlunu geçirirken camda Hélène'i görür ve ona gülümser. Tabi Hélène'de ona.
Filmin efektleri güzeldi ve film, IMDb'den 5.6 puan almıştır. Bana göre daha fazlasını hak ediyor çünkü o dönem iyi yansıtılmış ve oyuncular da rollerini bana yansıttılar. Sanki gerçekten de oradaymışım gibi heyecanla filmi izlememi sağladılar.
Puanım:8.1/10
Keyifli seyirler.
Max e Hélène (Max ve Hélène ) filmi de İkinci Dünya Savaş'ında geçen filmlerden sadece biri.
Giacomo Battiato'nun yönetmenliğini yaptığı filmde, Alessandro Averone (Viva La Libertà, Riprendimi gibi filmlerde oynamıştır.) ve Carolina Crescentini (Parlami d'amore, I demoni di San Pietroburgo gibi filmlerde oynamıştır.) başrolleri paylaşmışlardır.
1944 yılında Venedik'te başlayan bir aşk hikayesi. Max başarılı bir tıp öğrencisidir. Fakat İkinci dünya Savaş'ında hayatta kalması imkansızdır. Çünkü o bir Yahudidir. Naziler, o yıllarda Yahudileri toplayıp kamplara götürürken hayatının aşkı Hélène ile zar zor buluşurlar.
Fakat aşklarının engellerinden biri de Hélène'nin faşist babasıdır. Babası Max'ı istemez ve bunu Hélène'e söyler. Ancak bu büyük aşkı babasının bu sözü yıldıramaz.
Savaş şartlarında Max saklandığı yerde yakalanınca Hélène'de aşkının peşinden gider. Yahudi kamplarındaki zor şartlarını bilen Max ne kadar denerse de denesin Hélène'i ikna edemez ve kampa doğru yol alırlar.
Tren yoldayken evlenmeye karar verirler ve orada bir Haham sayesinde evlenirler. Trenden tahtaları sökerek kaçarlar. Ancak onları bekleyen sürpriz aşklarına bir perde olur. Saklandıkları yerde sadist komutan Thomas Köller tarafından yakalanırlar.
Katliamdan sağ kurulan Max, 15 yıl sonra intikamını almak için Thomas Köller'i bulmaya karar verir.
Onu bulmak için Nazi topluluklarına girer, her yerden haber bulmaya çalışır. Bir gün Nazi karşıtları tarafından kaçılır ve onlarla iş birliği yapar.
Simon Wiesenthal ile işbirliği yaparak ikisininde düşmanı olan Thomas Köller'i aramaya başlarlar. Simon Wiesenthal onu bulduğunda adalete teslim etmek ister. Bu yüzden de tanıklık edecek birisini bulması gerekir. Bu sıralarda Hélène'nin Venedik'te yaşadığını öğrenince Simon onunla konuşmaya gider.
Fakat Hélène tanıklık yapmayacağını söyleyerek Simon'u yollar.
Max onun yaşadığını öğrenince hemen Venedik'e gider. Tabi sürprizden habersizdir. Hélène'nin 15 yaşında bir çocuğu vardır. Bu yüzden de tanıklık yapmak istemediğini, oğlunu mutlu etmek için gülmeyi öğrendiğini söyler. Oğluna, babasını Yahudi olduğunu, onun öldüğünü söyler.
Max sonunda Thomas'ı bulduğunda, onun evli olduğunu ve ismini değiştirdiğini öğrenir. Karısının doğum gününde onun gerçek yüzünü ortaya çıkarır ve Venedik'e geri döner.
Oğlunu geçirirken camda Hélène'i görür ve ona gülümser. Tabi Hélène'de ona.
Filmin efektleri güzeldi ve film, IMDb'den 5.6 puan almıştır. Bana göre daha fazlasını hak ediyor çünkü o dönem iyi yansıtılmış ve oyuncular da rollerini bana yansıttılar. Sanki gerçekten de oradaymışım gibi heyecanla filmi izlememi sağladılar.
Puanım:8.1/10
Keyifli seyirler.