Caroline Wahl 22 Tur
15:27:00Günlük hayatta yaşanan güzel ve acı anların bir bütünü 22 Tur. Tilda Schmitt'in yüzme havuzunda attığı 22 tur gibi ne fazla ne de eksik... Tam olarak olması gerektiği gibi..
Tilda için hayat; çalıştığı süpermarketteki kasiyerlik görevi, üniversite hayatı, ev işleri ve alkolik annesi ile küçük kız kardeşi İda demektir. İda; rengarenk giyinen, hayal gücünün sularında dolaşan 10 yaşında bir çocuktur. Alkolik annesinin, Tilda ve kendisine yaşattıklarının altında sıkışan bedenini rengarenk giysiler ile kamufle etmektedir.
Tilda, yaşamın ona kalan kısmında ise yüzmenin rahatlatıcı hissini ruhunun derinliklerinde barındırıp 22 tur atarak ve matematiğin gizemli sorularına cevap aramaktadır.
Tilda'nın üniversitedeki profesörü ona Berlin'de doktora yapma fırsatı sunmuştur. Tilda için bu teklif hayatının kurutuluşu demektir. Matematiğin içinde olurken aynı zamanda özgürlüğünü de eline alabilecektir. Fakat geride alkolik ve sorumsuz bir anneyle yalnız başına bırakmak istemediği küçük kız kardeşi İda vardır. Ya özgürlüğün sıcacık kollarına koşacaktır ya da İda'yı annesinden korumak için evde kalacaktır. İda onun ailesidir, alkolik annesinden ve yıllar önce evi terk eden babasından göremediği huzuru İda ile tamamlamaktadır. İki kız kardeş birbirlerinin ailesidir.
Bu ikilem arasında sıkışan Tilda, bir gün tıpkı kendisi gibi havuzda 22 tur atan Viktor'u görür. Viktor hem geçmişin bir yanılsamasıdır hem de hayatın gidişatını etkileyecektir.
Geçmişte, Tilda'nın birçok arkadaşı üniversite veya kendilerine bulmak için şehri terk ettiklerinde, İda için burada kalmalıydı. İda'nın kendisini koruyamacak kadar küçük olması alkolik bir anneyle yaşayamayacağının kanıtıydı ve o herkesin terk ettiği şehirde kalarak İda'yı büyüttü. Viktor'un gelişi ile geçmiş anılar kendisini gösterirken geleceği için karar vermesi gereken Tilda'nın hayatına konuk oluyoruz.
Tilda'nın güçlü bir kadın karakter olması, yaşadığı her bir olayı İda'yı da düşünerek çözüme kavuşturmak istemesi mükemmel bir abla olduğunun göstergesiydi benim için. Kendi hayatını gündelik ve ailesel problemlere rağmen ayakları üzerinde dik bir şekilde göğüs germeye çalışması takdire şayandı. Bu eserin Der Spiegel çok satanlar listesinde olması, beş yüz bin satış rakamına ulaşması ve 4 ödül sahibi olması yazarın Tilda gibi gündelik hayatta sıklıkla karşılaşabileceğimiz güçlü bir karakteri kendisine has kalemi ile işlemesinden kaynaklandığını düşünüyorum.
"Pek çok şeyi; bir babayı, bir anneyi, normal bir çocukluğu kaybedebileceğim, hiçbir şeyin kesin ya da kalıcı olmamasına rağmen kitapların kalacağı gerçeği, bu hikâyeleri, içine girebileceğim bu dünyaları kimsenin elimden alamayacağına dair sahip olduğum bu kesinlik beni sakinleştirdi ve yenilmez kıldı. Biliyordum ki başıma daha ne kadar kötü şey gelirse gelsin en azından bu kadarcık mutluluğu benden kimse alamazdı."
Sizi düşündüren ve hayata başka bir pencereden bakmanızı sağlayan eserler okumaktan hoşlanıyorsanız bu kitabı seveceğinizi düşünüyorum.
0 yorum