Berna Güzel Bostan Korkuluğu
22:06:00Arka kapak yazısında insanların gün geçtikçe bostan korkuluğuna benzediğini düşünüp düşünmediğinizi soruyor şair. Yaşanılan acıları görmezden gelmek daha mı kolaydır? Peki görmezden gelinen acılar hissedilmediğinde insanlar da bostan korkuluğu gibi sadece görevini mi yapar?
Hisler kaybolduğunda ise insanlar kendilerine sunulan ile yetinmek zorunda kalacaktır. Tıpkı bostan korkuluğu gibi, dikilmesi gereken yere bile kendisi karar vermeden yaşayacaktır.
"Biz gökyüzü eksiği insanlar
Yeryüzünün sahte cenneti
Tiksindirici cehalet tohumu
Boyuyorlar gözleri sabah ve akşam
Kezzap renginde yakıcı"
Bu durumu düşünerek şiir kitabının sayfalarını çevirdim. Her bir şiirde bir sesleniş mevcut. Herkesin bildiklerini haykırıyor. Tekrardan görülsün ve bilinsin istiyor.
"Gökyüzünün aşkı değil midir gündüz denizi
Öyleyse salın gitsin günah saydıklarınızı
Boğazınız yırtılıncaya kadar bağırın
Kabul etsin yeryüzü, cümle alem
Benliğimiz için tepeden tırnağa nasıl savaşa durduğumuzu
Dalgalara gebe kalıp; köpükten çocuklar doğurduğumuzu
Gökyüzünün aşkı değil midir gündüz denizi
Dalgalarda saklı, bulutlarla sevgili..."
Şairin kullandığı dil anlaşılır ve birkaç cümlede anlatmak istediği durumu tek bir dizeye sığdırıyor. Dizelerin kendisine has ezgisini hissederken yazılanların gerçekliği de düşündürüyor okuyucuyu.
"Mecalsiz kalpleri de tanıyoruz oysa
Beyaz odaların duvarlarına asılan kalpleri
Çünkü bir kalp yanılsaması artık sevgiler
Ten yanılsamasına benziyor mevsimler
Araya taraya kahrolmuyor muyuz,
Sora sora bulmuyor muyuz mutluluğu?"
Az sayfalı ama birçok duyguyu barındıran bir şiir kitabı. Şiir türüne başlayacak kişiler için güzel bir tercih olacaktır.
0 yorum