Eser, "Herkes bir dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteceğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğunu inanarak geçirir." cümleleri ile başlayınca sayfaları merakla çevirdim. Yazar bu cümleler üzerinden okuyucuya sistemin nasıl işlediğini sorgulatıyor. Her insan farklı özelliklere sahipken onları bir kalıba koyan sistemin yanında insanın kendisine koyduğu hedefler üzerinden de düşündürten denemeler kaleme almış.Birçok kişi istediği hayatı yaşayamadığını düşünür ancak hayatını değiştirmek için harekete geçme eylemini...
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte günümüzde insanlar arasında kurulan iletişim biçimleri değişmeye başladı. Eskiden yüz yüze görüşme veya birisinden haber almak için mektuplar yazılırken artık birçok uygulama ile istenilen kişiye anında iletişim kurulabiliyor. Bu uygulamalardan birisi ise iş hayatında önemli bir araç olan LinkedIn.İş ilanları eskiden gazeteden bakılır, uygun olduğu düşünülenler ise yuvarlak içine alınırdı. Artık insanlar kendisi için uygun olduğunu düşündüğü iş ilanlarına LinkedIn ile ulaşabilmesi...
Eseri yorumlamadan önce kitabın ismi olan Yedi Güzel Adam'dan bahsetmek istiyorum. Yedi Güzel Adam, "Maraş Ekolü" olarak da adlandırılan ve 1970'lı yıllarda şiir, deneme, öykü gibi birçok türde eser veren yedi edebiyatçıyı tanımlamaktadır. Aynı şehir ve aynı okulda yolları kesişen Nuri Pakdil, Akif İnan, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Ali Kutluay ve Cahit Zarifoğlu'na zamanla yakıştıralan bir isim olmuştur Yedi Güzel Adam.Cahit Zarifoğlu'nun Yedi Güzel...
Kitabın son sayfasını kapattığımda, herhangi bir yolculuğa çıkan kişinin hayatının artık eskisi gibi olamayacağını bir kez daha anladım. Bu yolculuk ister kişinin kendi içinde yaşayacağı; isterse de Temmuz gibi zamanda yapılan bir yolculuk olsun."İnsan mecburi bir yolculuk sürdürüyorsa bu onun yoldan öğrenmesi gereken şeyleri olduğu anlamına gelmez mi?"Temmuz, yıllardır gördüğü rüyanın ne anlama geldiğini bulmanın tek yolunun rüyasının geçtiği yer olan Babil'e gitmek olduğuna...
Aşkın kapıyı çalması için bazen kötü bir olay yaşanması gerekmektedir. Tıpkı Balım'ın eski ilişkisi gibi.. O ilişkinin sonucu olarak hayatının değişeceğini nereden bilebilirdi? Yoruma başlamadan önce kitapta +18 unsurların olduğunu belirtmem gerekiyor. Eseri okumak isterseniz bu durumu bilerek okumalısınız.Balım için yemek yapmak bir tutku. Bu tutkusunu herkes ile paylaşmayı ve yaptığı yemeklerin beğenilmesi ise onu çok mutlu ediyor. Bu yüzden onun için her şeyin anlamı restoranı ve...
Farklı bir hikaye. Okuyucu olağanüstü öğelerin yer aldığı bir eser okuyacağını bilerek sayfaları çevirirken bu sayfaların arasında gizli bir eleştiri mevcut. İşte yazar bu gizli eleştiriyi "Burun" simgesi ile okuyucuya aktarıyor. Bir sabah berber İvan Yakovleviç evinde bulunan ekmeği yemek için kestiğinde ekmeğin içerisinde beyaz bir şey olduğunu fark eder. Bu beyaz şeyi ekmeğin içerisinden çıkardığında ilk başta ne olduğunu anlamaz ancak daha sonra onun...
Arka kapak yazısında insanların gün geçtikçe bostan korkuluğuna benzediğini düşünüp düşünmediğinizi soruyor şair. Yaşanılan acıları görmezden gelmek daha mı kolaydır? Peki görmezden gelinen acılar hissedilmediğinde insanlar da bostan korkuluğu gibi sadece görevini mi yapar?Hisler kaybolduğunda ise insanlar kendilerine sunulan ile yetinmek zorunda kalacaktır. Tıpkı bostan korkuluğu gibi, dikilmesi gereken yere bile kendisi karar vermeden yaşayacaktır. "Biz gökyüzü eksiği insanlarYeryüzünün sahte cennetiTiksindirici cehalet tohumuBoyuyorlar gözleri sabah...
Bazı olayların sonu bilinir ancak yine de devam etmek istersin. Belki bir mucize, belki küçük bir kırıntı, belki de başka bir şeyi beklersin. Uzaktan sevmek de böyledir. Kavuşmayı beklersin. Beklemek, alışkanlık olmuştur. Bu duyguları hissederek okuyacağınız bir eser Bize Yaşanmayacak Bir Gelecek Yazdım."Ne güzel demişti Cemal Süreya, "uzaktan sevmediyseniz birini hiç sevdim demeyin..."Bazı mesajların veya bazı kelimelerin duyguları vardır. "Antalya'ya gelebilir misin?" o mesajlardan sadece birisi....