Arjantin Latin rüzgarının her bir öykünün içerisinde barındıran bir eser Timsahın Kutusu. Yaşanmışlığın buram buram kokusunu alacağınız bu öyküler, yazarın çocukluğuna dayanıyor. Daniel Moyano geçmişine son kez seslenmek ve içindekileri kağıda dökmek istemiş sanki. Öyküleri okurken geçmişe duyulan çağrıyı hissettim ben. Aynı zamanda öykülerin hareket ederek bu seslenişe cevap vererek okuyucuyu o döneme doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
"Aradan geçen zaman, insanın tüm o olanları bir başka biçimde ele almasına olanak sağlıyor. Aynı çağı artık paylaşmaz olduklarında, tıpkı kapsülün dışına çıkmış astronotlar gibi havada asılı kalıyorlar."
Yazarın oğlu Ricardo Moyano ise bu durumu şu şekilde açıklamış:
"Bu öykülerin birçoğu otobiyografik olup çocukluk dönemi zorluklarını yansıtıyor ve çevresi bize Çehov veya Dickens'ı hatırlatabiliyor."
Çocukluğun ileriki yaşama etkisini de gösterdiği bu öykülerdeki her bir cümle sizi dar sokaklara veya birçok kişinin yaşadığı yoksul evlere ziyaret etmenizi sağlıyor. Yazar bu etkiyi yapmak için gerçeği olduğu gibi kaleme almayı tercih etmiş. Böylelikle okuyucuyu düşündürmeyi amaçlamış.
Yoksul ailelerin yoksul çocukları... Çocuklarını doyuramadıkları için akrabalarının veya başkalarının evine göndermek zorunda kalan ebeveynler.. Akrabalarının evinde kendisini ait hissetmeyen çocuklar.. ve daha nice öykü sizleri karşılıyor bu eserde.
"Gerçek ortadaydı, kısa ve öz bir şekilde ifade etmekti bütün mesele."
Yazar, yaşanılan her bir olayı en ince ayrıntısına kadar okuyucu ile paylaşmak istemiş. Öykülerdeki karakterlerin yaşadıklarını hem betimleme hem de ruhsal olarak ifade ederken cümleler sanki bir filmmiş gibi akıp gitti benim için.
"Çünkü anılar da zaman demektir, daha doğrusu, anılar Zaman'ın ta kendisidir."
Arjantin Edebiyat'ına meraklıysanız ve öykü okumaktan hoşlanıyorsanız bu 9 öyküyü hissederek okuyacağınızı düşünüyorum.