Ömer İzgeç Karakambur

22:39:00

Mekanları masalsı bir anlatım ile süsleyen öyküler karşılıyor sizleri. Kimisinde kendinizi içsel ve dışsal olarak görmeniz gereken, kimisinde etrafta yaşanan olaylara dem vururken, kimisinde ise hayal gücünün sınırsızlığını fark edeceksiniz.


Kitap Kadim ve Ebed olarak iki ana başlığa ayrılmış. Bu ana başlıklarda yedişer öykü mevcut. 

"Bilip de yok saymak, insanı içinde fırtınaların koptuğu çaresiz bir sessizliğe ve durağanlığa mahkum ediyordu."

Yazarın anlatım dilini sevdim. Özellikle karakter seçimlerini baya başarılı buldum. Bazı hikayeleri okurken yazarın hayal gücünün zenginliğini fark edeceksiniz. Bu hayal gücünün hikayelerdeki birçok karakterin yaratılışını etkilediğini anladığınızda okuduklarınız kafanızda canlanacak.

Bazı hikayelerde insanın bencil ve sadece kendisini düşünen bir varlık olduğunu, bazılarında hayatta kalma dürtüsü ile yapılanları, bazı hikayelerde ise diğerlerinden farklı olduğu için görünmez olma ya da dikkat çekmek isteyen karakterler ile karşılaşacaksınız. 

Okuyucuyu düşündüren ve sorgulatan hikayeler ile duyguların karmaşasına doğru güzel bir serüven yaşayacaksınız. Sevgi ve aşk gibi duyguların töre, savaş ve nefret ile karşılaştığında hayatta kalma savaşını okuyacaksınız.

Öykülerdeki karakterlerin ruhsal olarak neler düşündüğünü ve olaylara karşı verdikleri kararları okumayı sevdim. Ruhsal durumlarının yaşamlarına olan etkisini okurken kendi hayatınızı veya etrafınızdaki kişilerin eylemlerini de düşüneceksiniz. İşte yazar masalsı diliyle okuyucunun hayatını düşünmesini istemiş. 

""Biz," derdi, kainatın ufak bir misaliyiz. Bir zerre. Ama zerredir, yok sayamazsın.""

Hikayelerin içerisinde yazan tek bir cümle sizi alıp başka diyarlara doğru sürükleyecek. Hayatın ruhsal ve fiziksel anlamda -dış görünüş- nasıl ilerlediğini, herhangi bir dürtü veya söylemin yaşama olan etkisine şahit olacaksınız. 

Eğer öykü türünde kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız bu kitaba bakabilirsiniz. 

"İnsanın anavatanının çocukluğu olduğu söylenir. Her hissimizde, eylemimizde zorunlu sürgün edildiğimiz bu vatanın izlerini taşırız. Bazı yaşananlar ise ize dönüşmeden, sürekli kanayan bir kesik olarak kalırlar."



You Might Also Like

0 yorum