Gülseren Akdaş Ada

19:43:00

Roman, ana kahramanımız olan Batur'un her yaz tatilinde olduğu gibi dedesinin köyüne doğru yaptığı yolculuk ile başlıyor. Annesi de onunla beraber köye gidiyor ancak gözlerindeki endişe ile... Çünkü denizden hoşlanmıyor ve bunun nedenini Batur bilmiyor. Batur'un çok sevdiği denizi annesi neden sevmez ki? Ancak babası tıpkı onun gibi denize aşık. O tuzlu suya onu kendine çeken denizin eşsiz dünyasına...

Bu köyde denizin yanında bununan bir kilise vardır. Ancak bu kiliseye gidilen en güvenli yol kayıklarla sağlanıyor. Kilise ile ilgili anlatılan Deniz Kızı hikayesi de gerçek olamayan ancak romanın büyüsü ile gerçekmiş gibi hissedilen bir hikaye. Sanki yaşanmış ama yaşanması imkansız gözüyle bakılıyor. Ayrıca Gizli Liman adıyla bilinen gizli bir yerden de bahsediliyor. Bu anlatılanlar şehir efsanesi mi yoksa gerçekten yaşandığı belli değilken bu durum özellikle de hayal gücü geniş olan Batur için soru işaretleri ile dolu.

Denizi adı gibi bilen babasının kaybolması ise Batur'un hayal gücünü daha da derinleştiriyor. Başkası kaybolsa belki anlar ancak babasının kaybolması onun için imkansızdır.

Peki bu köyde bu gizemler nedir?

Kitap bir seri kitabı ve çoğu soruların cevabını yazar ikinci kitabına saklamış. Ancak bu kitaptaki anlatım tekniği beni çok yordu. Bir yerde kahraman bakış açısı ile anlatırken bir anda ilahi (3.tekil kişi) bakış açısına dönüştü. O anda ne olduğunu anlayamadan ben ne okudum acaba diye düşündüm. Belki yazarın bunu yapmakta bir amacı vardır ancak bu durum beni okurken çok yordu. Ve bu kitabı bir çocuk okursa bunu hissedeceğini düşünüyorum. Bu yüzden kitabı okuyacaksınız bu duruma mutlaka dikkat edin.

Kitabın içinde yapılan betimlemeler sayesinde gözünüzde o ortam canlanıyor. Sanki Batur ile bir maceraya çıkıyorsunuz ancak soruların cevabı ikinci kitapta saklı.

Eğer bu tarz kitaplardan hoşlanıyorsanız bakabilirsiniz. 

"İnsan denen varlık öfkeliyken zaman zaman acımazsızca şeyler yapıyor."




You Might Also Like

6 yorum